22 Mayıs 2025 Perşembe

Bakan Göktaş: Küreselleşme aile yapısını tehdit ediyor

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Aile yalnızca geçmişin mirası değil, aynı zamanda sağlıklı bir geleceğin de en önemli teminatıdır. Günümüzdeki bu değişim sürecini dikkatle incelemeli, modernleşme ve küreselleşmenin etkisinde aileyi ve dinamik nüfus yapımızı nasıl koruyacağımızı yeniden düşünmek mecburiyetindeyiz” şeklinde konuştu.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, Şişli’deki bir otelde “Küreselleşen Dünyada Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi” başlığı altında düzenlenen Uluslararası Aile Forumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, küresel çapta artan belirsizliklerin ve toplumların yaşadığı derin dönüşümlerin yaşandığı bu dönemde böylesine önemli bir forum vesilesiyle bir araya gelinmesinin uluslararası topluma güçlü bir mesaj ilettiğini ifade etti.

Forumda, dijitalleşmeden demografik değişimlere, kültürel etkileşimlerden sosyal politikalara kadar birçok önemli konunun ele alınacağını, aile müessesesinin karşı karşıya olduğu küresel tehlikelerin inceleneceğini ve aile odaklı politikaların uluslararası düzeyde güçlendirilmesi için yapılabileceklerin tartışılacağını belirten Göktaş, en büyük arzusunun bu diyalog zemininin forum sonrasında da devam etmesi ve aileyi, dinamik nüfus yapısını tehdit eden sorunlara karşı kalıcı bir uluslararası işbirliğine temel oluşturması olduğunu dile getirdi.

İnsanlığın en eski, en yaygın ve en etkili kurumu olarak aileyi tanımlayan Göktaş, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği üzere ‘Aile, toplumun en sağlam çekirdeği, özü, esası ve güç kaynağıdır’ inancındayız. Hatta aile kurumunun yerini alabilecek başka hiçbir yapı bulunmamaktadır. Bu bağlamda aile, toplumları ayakta tutan canlı bir mekanizmadır. Medeniyetlerimizi inşa eden, değerlerimizi gelecek nesillere aktaran temeldir. Ancak ne yazık ki günümüzde aile kurumu ciddi zorluklarla karşı karşıyadır.” şeklinde konuştu.

CİNSİYETSİZLEŞTİRME GİBİ KÜRESEL İDEOLOJİK AKIMLAR HIZLA YAYILIYOR

Bakan Göktaş, modernleşmenin beraberinde getirdiği pek çok kolaylık, olanak ve yeniliğin yanı sıra, aile kurumunu da derinden etkilediğini söyledi.

Günümüzde bireyselliğin ön planda olduğu, sınırsız özgürlüğün yüceltildiği bir dönem yaşandığına dikkat çeken Göktaş, “Bu yaklaşım, aileyi toplumsal yaşamın merkezinden uzaklaştırarak yalnızca kişisel bir tercihe indirgemeye başlamıştır. Dayanışmanın yerini yalnızlık, bağlılığın yerini geçicilik, sorumluluğun yerini ise sonsuz seçenekler almaktadır. Öte yandan, aile kurumunu tehdit eden cinsiyetsizleştirme gibi küresel ideolojik akımlar hızla yaygınlaşmaktadır. Dijitalleşme ise yüz yüze iletişimi azaltarak aile içi ilişkileri olumsuz yönde etkilemektedir.” ifadelerini kullandı.

Göktaş, teknolojik gelişmelerin, dijitalleşmenin ve şehirleşmenin aileyi güçlendirmesi beklenirken, çoğu zaman aile bağlarını zayıflattığını vurgulayarak, modern yaşamın getirdiği yaşam tarzının aile kurmayı bir külfet gibi gösterdiğini, gençlerin evlilikten uzaklaştığını, ebeveynlik rollerinin zayıfladığını ve kuşaklar arası bağların koptuğunu belirtti.

“BUGÜN GELİNEN NOKTA, YILLARCA YÜRÜTÜLEN KALKINMA POLİTİKALARININ SONUCUDUR”

“Bugün ulaştığımız nokta, uzun yıllar boyunca uygulanan kalkınma politikalarının, aileyi ilerlemenin önünde bir engel olarak görmesinin bir sonucudur.” diyen Göktaş, geçmişte birçok ülkede doğum oranlarının düşmesinin ekonomik büyümeye katkı sağlayacağına inanıldığını, aynı yanılgıyla nüfus planlaması adı altında müdahalelerde bulunulduğunu ve bu nedenle birçok ülkede doğum oranlarının nüfusun kendini yenileme seviyesinin altına düştüğünü kaydetti.

Bakan Göktaş, nüfus azalması ve yaşlanmasının birçok ülkede toplumsal yapıyı tehdit eden bir unsur haline geldiğini, diğer yandan göçler, doğal afetler, savaşlar ve ekonomik baskıların aileleri savunmasız bıraktığını ifade etti.

AİLE SADECE GEÇMİŞİN DEĞİL SAĞLIKLI BİR GELECEĞİN DE TEMİNATIDIR

Tüm bu gelişmelerin, ekonomik kalkınma, toplumsal bütünlük ve gelecek nesiller adına ciddi bir durum teşkil ettiğini belirten Göktaş, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Aile kurumunu ve demografik yapıyı tehdit eden bu süreçler, kültürler arasında farklılıklar gösterse de temelinde benzer dinamikler barındırmaktadır. Oysa biz biliyoruz ki aile sadece geçmişin değil, sağlıklı bir geleceğin de güvencesidir. Bu gidişatı sorgulamak, modernleşmenin ve küreselleşmenin etkisinde aileyi ve dinamik nüfus yapısını nasıl koruyacağımızı yeniden düşünmek zorundayız. Bu nedenle aile bağlarını güçlendirecek ve kuşaklar arası dayanışmayı teşvik edecek adımlara ihtiyacımız var. Bugün bu zorlukların üstesinden gelmek için ortak bir anlayış ve güçlü bir irade ortaya koymak gerekmektedir. Ülkeler arası bilgi alışverişi ve iyi uygulama örneklerinin paylaşılması her zamankinden daha büyük bir önem taşımaktadır.”

Hiçbir ülkenin bu sorunlarla tek başına başa çıkamayacağını vurgulayan Göktaş, bu ortak sorunlara ortak çözümler bulmak zorunda olduklarını ve aileyi korumanın tüm insanlığın ortak sorumluluğu olduğunu dile getirdi.

Göktaş, aile dostu şehir planlamasından eğitim politikalarına, medya içeriklerinden dijital platformlara kadar her alanda ailenin korunmasını öncelikli hale getiren stratejiler oluşturulması gerektiğine dikkat çekerek, “Uluslararası düzeyde daha güçlü bir aile diplomasisi geliştirmeliyiz. Tıpkı çevre, iklim veya insan hakları gibi aile de artık küresel bir gündem maddesi olmalıdır. Kültürel değerleri muhafaza eden ancak evrensel ilkeleri de önceleyen bir işbirliği zemini oluşturmaya devam etmeliyiz. Aileyi güçlendiren uygulamaların takip edilebileceği uluslararası göstergeler geliştirmek de bu çabanın önemli bir parçası olmalıdır.” şeklinde konuştu.

Geçtiğimiz yıl açıkladıkları “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı”nın tam da bu sorulara yanıt arayan kapsamlı bir yol haritası olduğunu ifade eden Göktaş, bu belgeyle aileyi ve dinamik nüfus yapısını korumak, dijital güvenliği sağlamak, küresel risklere karşı aileyi dirençli hale getirmek ve kuşaklar arası dayanışmayı güçlendirmek gibi birçok stratejik hedef belirlediklerini anlattı.

Göktaş, bu hedefler doğrultusunda kurumsal yapıyı güçlendirdiklerini belirterek, “Kurduğumuz Aile ve Nüfus Politikaları Daire Başkanlığı ile politikalarımızı daha çok yönlü bir yaklaşımla koordine etmeye başladık. Cumhurbaşkanı Yardımcımızın başkanlığında oluşturduğumuz Nüfus Politikaları Kurulu ile uzun vadeli ve sürdürülebilir demografi stratejileri geliştiriyoruz. Aile Enstitüsü ile de aile ve demografi alanlarında bilimsel temelli politika süreçlerini yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.

GÜÇLÜ TOPLUM, GÜÇLÜ AİLEYLE MÜMKÜNDÜR İLKESİYLE HAREKET EDİYORUZ

Aileyi güçlendirmenin yolunun toplumun tüm kesimlerini aynı amaç etrafında birleştiren geniş kapsamlı bir seferberlikten geçtiğine işaret eden Göktaş, bu nedenle bu yıl ilan edilen “Aile Yılı”nın finansal desteklerden eğitime, kültürel etkinliklerden dijital dönüşüme kadar uzanan çok katmanlı bir hareketin çatısı olduğunu aktardı.

Bakan Göktaş, ailenin evrensel bir değer olarak yeniden tanımlanması ve bu değerin yenilikçi çözümlerle savunulması gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:

“Aksi takdirde, yakın bir gelecekte kendimizi anaokullarının kapandığı, huzurevlerinin dolup taştığı, ilişkilerin dijitalleştiği ancak yalnızlığın bir salgın gibi yayıldığı bir dünyada bulabiliriz. Türkiye olarak, ‘güçlü toplum, güçlü aileyle mümkündür’ ilkesiyle hareket ediyoruz. Ailemiz geleceğimiz diyoruz. Bu sadece bir slogan değil, ortak gerçeğimizdir. Gelecek nesillere daha adil, daha huzurlu ve daha umutlu bir dünya bırakmak istiyorsak, işe aileden başlamalıyız. Unutmamalıyız ki sevgi, dayanışma ve adaletin egemen olduğu aileler, gelecek nesillere bırakacağımız en değerli mirastır.”

Göktaş’ın konuşmasının ardından, foruma katılanlar sahneye davet edilerek toplu bir aile fotoğrafı çektirildi.

Kaynak: FLASH HABER TV

İlgili Haberler