22 Nisan 2025 Salı

13 yıllık sessiz direnişin ardından hayata veda

İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuvar Bölümü öğrencisiyken SSPE hastalığına yakalanan Halil Özçelik, göz kapaklarını kapatamadan, konuşamadan ve müziksiz bir gün geçirmeden 13 yıl boyunca yaşam mücadelesi verdi. Akciğer damarına pıhtı atması sonucu yoğun bakıma kaldırılan Halil, 4 buçuk ay süren yaşam savaşının ardından 11 Nisan’da hayata gözlerini yumdu. Annesi Gülsüm Özçelik, “13 yıl boyunca onun her ihtiyacını ben karşıladım. Gözlerini ben kapattım, müziğini hiç susturmadım. Ama sonunda beni bırakıp gitti. Çok zormuş… Allah kimseyi evladıyla imtihan etmesin” dedi.

DANSLA BAŞLAYAN YOLCULUK, AĞIR BİR HASTALIKLA DEVAM ETTİ

Antalya’da küçük yaşlarda dansa gönül veren Halil Özçelik, İstanbul’da öğrenci olduğu dönemde SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit) hastalığına yakalandı. Bu nadir hastalık nedeniyle zamanla görme yetisini, konuşma becerisini ve hareket kabiliyetini tamamen kaybetti. Göz kapaklarını kapatamadan geçen uzun yıllarda, annesi Gülsüm Özçelik’in sürekli bakımıyla yaşamını sürdürdü. 2025 yılının Ocak ayında rahatsızlanan Halil, 4 buçuk ay süren yoğun bakım tedavisinin ardından hayata veda etti.

“SESLERİ DUYUYORDU, ELİMİ TUTUYORDU”

Anne Gülsüm Özçelik, oğlunun son anına kadar bilincinin açık olduğunu belirtti:
“Ben geldiğimde mutlaka başını oynatırdı, elimi sıkmaya çalışırdı. Doktorlar bana, ‘O sadece size tepki veriyor’ derdi. 13 yıl boyunca hiç ayrılmadık. Oğlum sesimi duyduğunda yutkunurdu, konuşamasa da dilini kıpırdatırdı. Vefat ettiği gün gidememiştik. Telefonda sela sesini duydum, o an içime doğdu. Gittiğimizde ise artık yaşamıyordu.”

YOĞUN BAKIMDA UMUTLA GEÇEN AYLAR

Hastaneye yatırıldığında durumu stabil olan Halil, akciğer ana damarına pıhtı atması sonucu makineye bağlandı ve bir daha ayrılamadı. Antalya’da yer bulunamadığı için Burdur Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Tedavisi süresince bilincini hiç kaybetmeyen Halil, her ziyaretinde annesinin sesine tepki verdi.

“SADECE ANNE DİYEBİLİYORDU”

Hastalığın ilk yıllarında konuşabilen Halil, zamanla kelimeleri unuttu ve yalnızca “anne” diyebildi. 2018’den itibaren sadece mama ile beslenen Halil’e su dahi bardakla içirildi. Gülsüm Özçelik, “Onu hiç hasta gibi görmedik, hep sağlıklı biriymiş gibi davrandık. Müzik başından hiç eksik olmadı. ‘Müziksiz yapamam’ derdi, biz de onu hiç müziksiz bırakmadık. Hastaneye gidene kadar sürekli müzik dinlettik” dedi.

KONSERVATUVARA GİZLİCE GİRİP KAZANDI

Halil’in müzik ve dans tutkusu küçük yaşlarda başladı. İlkokuldan liseye kadar halk oyunlarında sahne aldı. Bolu’da İngilizce Fizik bölümünde başladığı üniversite eğitimini yarıda bırakıp, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nın yetenek sınavlarına gizlice girerek kazandı. 300 kişi arasında 4. olarak kaydolduğu bölümde Latin danslarına yöneldi ve dans eğitimi aldı.

SALSA EĞİTMENLİĞİ YAPTI, NEY DERSLERİ VERDİ

İstanbul’daki eğitimi sırasında salsa dersleri veren ve ney eğitimi de sunan Halil’in çok sayıda öğrencisi vardı. Hastaneye kaldırıldığında öğrencileri onunla iletişim kurmak istedi. Halil ise, “İyileşince gelirim” diyerek umutlu kalmaya çalıştı. Ancak İstanbul’a bir daha dönemedi.

“GÖZLERİNİ KENDİM KAPATMAK ZORUNDA KALDIM”

2014 yılında görme yetisini kaybeden Halil’in göz kapakları kapanmaz hale geldi. Annesi, gözlerini sabah açıp akşam kapatmak zorunda kaldığını anlattı:
“Gözleri hep açıktı, kuruyordu, kanlanıyordu. Ben de çareyi yara bandıyla kapatmakta buldum. Sürekli damla damlatmamıza rağmen fayda etmiyordu. Her sabah açıyor, gece tekrar kapatıyordum.”

“OĞLUMUN ADI MÜZİKLE YAŞASIN”

Halil’in kendi isteğiyle, en çok sevdiği yer olan Bucak’ın Ambahan Mahallesi’nde, anneannesinin ve dedesinin yanına defnedildiğini belirten Gülsüm Özçelik, “Benim oğlum tertemizdi. Her şeyi anlıyordu ama cevap veremiyordu. Şimdi onun adı yaşasın istiyorum. Belki bir festival, belki bir köşe, ama mutlaka müzikle anılsın” diye konuştu.

SSPE HASTALIĞINA DİKKAT ÇEKTİ

Halil’in vefatından sadece 4 gün sonra aynı hastalıktan 17 yaşındaki başka bir çocuğun daha hayatını kaybettiğini belirten Özçelik, bu hastalığın pek bilinmediğini ancak yaygın olduğunu söyledi:
“İlacı yok, tedavisi yok. Biz çok mücadele ettik ama destek bulamadık. Aileler çocuklarına iyi baksın, hastalıklardan korusun. Oğlum 13 yıl yaşadı, hiç grip bile olmadı.”

Kaynak: İHA

İlgili Haberler