
Eski İstihbarat Daire Başkanı İçin Tutuklama Talebi!
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, konuşmasının büyük bölümünü İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik gerçekleştirilen ‘yolsuzluk’ ve ‘terör’ soruşturmasına ayırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Özgür Özel’i ise sert sözlerle eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
“Aziz milletim, değerli vekil arkadaşlarım, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarıma selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Bu mübarek Ramazan’da İsrail saldırıları altında gün boyu oruç tutan tüm mazlumları, zalimlere boyun eğmeyen Filistinlileri partim adına hürmetle selamlıyorum.
Ramazan bayramınızı şimdiden yürekten tebrik ediyorum. Rabbimden bu mübarek günler hürmetine bizleri bereketi ile kuşatmasını, zulüm altındaki kardeşlerimizi bir an önce refaha kavuşturmasını niyaz ediyorum.
Asırlardır bu ruhla kardeşlik hukukumuzu güçlendiriyor, sofralarımız gibi gönüllerimizi de sonsuza kadar açıyoruz. Tam kadro olarak sahadayız. Bu muazzam ruh şölenine gölge düşürmeye çalışanlara aldırmadan Türkiye’nin tamamında bir ay boyunca bir gönüle daha girmek, bir yaralı kalbe daha girmek için koşturan yol arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
“AK PARTİ’DE ESKİ DİYE BİR KAVRAMA YER YOK”
Kuruluşundan bu güne AK Parti’ye gönül vermiş, katkıda bulunmuş yol arkadaşlarıma sevgilerimi saygılarımı gönderiyorum. Geçtiğimiz günlerde önceki dönem vekillerimizle yaptığımız iftarda söylediğim gibi AK Parti’de ‘eski’ diye bir kavrama yer yoktur. Bağlılığını muhafaza eden herkes ezeli ve ebedi AK Partilidir. Asıl olan bu şuurla tüm insanlığa hizmet etmek ve kalplerde kalıcı yer edinmektir. Cumhuriyet tarihinin milletimizden en çok teveccüh gören, her alanda eşsiz hizmetler veren bir partiye de başka türlüsü yakışmaz. Biz milletimiz ile gönül bağını güçlendirmeye çalıştıkça birileri nifak çıkarma peşinde koştu. Bazıları ideolojik saplantılardan kaynaklanıyor. Kendileri de bunu anladı ama hata yaptık demediler. Ülkeyi sömürenlerin soygun çarklarını bozmamızdan kaynaklanıyordu. 23 yıl boyunca en büyük tepkiyi bunlardan gördük. Kimi zaman Gazi Mustafa Kemal’i kimi zaman batıyı kimi zaman köken ve mezhep istismar eden bu yağmacıların kuyruk acısı hala dinmedi. Türkiye’ye düşmanlık besleyenler bunları tepe tepe kullandı. Beşinci kol faaliyetlerinin bu kadar yaygın kullanılmasının sebeplerden biri kendi çıkarını önde tutan köksüzlerin sayıca fazla olmasıdır. Bu ülkeye ne sağladıysak bunların ihanetine rağmen başardık. Dimdik ayakta geçirdik ama kaos planı olanları da, FETÖ ihanetine piyonluk yapıp tanklarına alkış tutanları da asla unutmadık.
“MİLLETİ BİRBİRİNE DÜŞÜRMEYE ÇALIŞANLARI…”
Başları her sıkıştığında ülkemize uluslararası müdahale çağrısı bulunanları, her fırsatta inanç köken sosyal farklılıklar üzerinden milleti birbirine düşürmeye çalışanları, bizi gayrimeşru yollarla alt etmeye gayret edenleri, ülkeyi ve milleti ateşe atacak kadar gözü dönmüşleri unutmadık unutmuyoruz. Milletimiz bunları gereğinde hesabı sorulmak üzere belleğine tek tek kaydetti. Milli iradeye yönelik ihanetlerin hesabı hukuk önünde tek tek sorulmuştur. Bundan sonra da Türkiye ekonomisine, milletin refahına yönelik her türlü sabotajın hesabı yargı önünde sorulacaktır. Milletin kardeşliğine pusu kuranlar eninde sonunda adalete hesap verecek. Bunun adı kör düşmanlık değil, milli iradenin gereğidir.
“ROTAMIZDAN SAPMAYACAĞIZ”
Kuzu postuna bürünmüş sırtlanları, yanımızdaki yöremizdeki riyakarları da çok iyi biliyoruz. Kadim öğretimiz bize insanlık aleminin tamamını kucaklamakla mükellef olduğumuzu söylüyor. AK Parti kapısını çalan herkesi içeriye buyur etmek zorundayız.
Asıl rotamızdan kesinlikle sapmayacağız. Ülkemize kazandıracağımız daha çok eserimiz hizmetimiz var. Bunları hayata geçirebilmek için önce Allah’a sonra milletimizin vereceği güçlü desteğe güveniyoruz.
“CHP’Lİ BELEDİYELERDEKİ YOLSUZLUKLARI…”
AK Parti ile Cumhur İttifakı’nın kaderi iç içe geçmiş tek vücut olmuştur. Son gelişmeler bunu ispatlar niteliktedir. Türkiye Yüzyılı vizyonu ile cumhurbaşkanlığını aldık ve Meclis’te çoğunluğu sağladık. Ancak belediye seçimlerinde arzu etmediğimiz neticelerle karşı karşıya kaldık. Belediyelerdeki kayıpların nasıl büyük maliyetler getirdiğini görüyorsunuz. 99 ve 94 dönemine geri döndü belediyeler. On milyonlarca insanımız eser ve hizmet namına hiçbir karşılık göremediği gibi bir de aşağılanıyor. Aksayan hizmetlerin suçu bile İstanbullu kardeşlerimize yükleniyor. Belediyelere ödenen vergilerle aktarılan kaynakların eser ve hizmet yerine birilerinin çıkarı için kullanıldığı ortaya çıkıyor. İBB ve kimi ilçe belediyelerde yamyamlığın kitabını yazdıkları anlaşılıyor. Üniversite sınavını kazanan yüz binlerce gencin hakkının yendiği usulsüz diploma ile başlayıp tüm şehri saran rüşvet rezilliklerinin boyutu son operasyonlarla gün yüzüne çıktı. İstanbul halkının mahrem bilgilerinin yabancılara peşkeş çekilmesine, yüz milyonlarca liralık hırsızlıklara kadar her türlü yolsuzluk var. İstanbul’daki CHP’li belediyelerdeki yolsuzlukları dizi yapsanız Brezilya dizilerindekinden daha fazla maceralarla karşılaşırsınız.
“ÇALANA DEĞİL YAKALAYANA KIZIYORLAR”
Bunlar heybedeki büyük turplar ortaya dökülmeden CHP içinden gelen yargının elde ettiği suçlar. Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldıkça kendi yakınların yüzlerine dahi bakacak yüzleri kalmayacak. Bunca hırsızlık sahtekarlık varken CHP yönetimi iddiaları aydınlatmak yerine ucuz siyasete başvurdu. İnsanları sokağa döküp kaos çıkarmaya çalışarak skandalı örtbas girişimine başvurdular. Çalana değil yakalayana kızıyorlar. Belediye başkanlarının rüşvet düzeninin bedelini seçmenlerine ödetmeye çalışıyorlar. Girdikleri tehlikeli yolu iyice içinden çıkılmaz hale getiriyorlar. Daha da ötesi bunun faturasını bize keserek gerçekleri ters düz etmeye çalışıyorlar. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına esas olan bilgi ve belgeleri getirenler CHP’lilerin kendileridir. Yolsuzluk paralarının taksimatında anlaşmazlık çıkınca birileri yargıya gidip olup biteni anlatmıştır. Yolsuzluğu yapan, rüşveti alan, paraşütle diploma sahibi olup yüz binlerce gencin hakkını yiyenler CHP’li… Kurdukları suç örgütleri üzerinden paraları şirketlerine aktaranlar da CHP’li. Soruşturmada itirafçı olanlar, bilgi yağdıranlar CHP’li. Kurultayda şaibe var deyip mahkemeye şikayet edenler CHP’li. Yapılan hırsızlıkları ekran ekran anlatanlar CHP’li ama suçlu AK Parti. Biz böyle bir iç hesaplaşmanın neresinde olabiliriz. Kendi kavganızda başlayan yargı sürecini neden bize mal ediyorsunuz. Son olayda da soyguncular birbirine girmiş, suç ortakları birbirini satmış ve gidip yargıya ihbar etmiştir. Şu an bunun artçı sarsıntılarına şahit oluyoruz. Biz de herkes gibi yargının görevini yapmasını, mahkemeler tarafından suçlu bulunanların cezalandırılmasını bekliyoruz. Cumhurun reisi olarak tabii ki vatandaşın hakkı için her tür adımı atıyoruz. Bunu yaparken görev ve sorumluluklarımızın dışına çıkmıyoruz.
“SEVİYEYİ NE KADAR DÜŞÜRÜRSENİZ DÜŞÜRÜN…”
CHP yönetimine şunu hatırlatıyorum. Seviyeyi ne kadar düşürürseniz düşürün boşuna, macun tüpten çıktı bir kere. Yolsuzluk çarkınız ortaya çıktı. Sağa sola çamur atmayı bırakın. Partiniz içindeki bilek güreşinde bizden destek alma hinliğine son verin. Bodoslama daldığınız çukura bizi ve milletimizi çekmeye çalışmayın. Kendinize zerre saygınız varsa biraz dürüst olun şeffaf olun.
Birileri herkesi sersem yerine koyarak rüşvet çarkının üzerini kapatmaya çalışıyor ama nafile. Ne bu millet ne bu yargı böyle bir kepazeliğin üzerinin kapatılmasına izin vermeyecek. CHP’liler siyasi saiklerle söylediklerimizi dikkate almıyor diyelim. Deniz Baykal’ın 2005’teki tespitlerine bir itirazları olmaz herhalde. Ne diyor Baykal, siyasette dürüstlük diyor. Haram korkusu diyor. CHP’de bir daha İSKİ benzeri skandallar olmayacak diyor. CHP’li yöneticiler ortaya dökülen onca rezaletten sonra sayın Baykal’ın sözünü hiç mi üzerlerine almıyorlar. 20 yıl sonra aynı sahnelere şahit olmaktan hiç mi utanmıyorlar.”
Kaynak: FLASH HABER TV