
Tünelde dansa gözaltı
İzmir’in Karşıyaka ilçesinde, eczacı Birsen Bayraktar’ın (73) evinde öldürülmesine ilişkin yargılanmalarına başlanılan 1’i tutuklu 3 sanık, üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Apartman görevlisi tutuklu sanık Uğur Can, “Kimseyi öldürmedim. Evine dahi girmedim. Olay günü binada temizliğimi yapıyordum. Ben de polislerin gelmesini bekledim. Gelince de onlarla birlikte daireye çıktım” dedi. Uğur Can’ın eşi tutuksuz sanık M.C. (34) ise “Eğer kocam tahliye edilmezse intihar edeceğim” dedi.
Olay, 14 Nisan 2020’de, Karşıyaka ilçesinde meydana geldi. Apartmanda yalnız yaşayan Birsen Bayraktar’dan haber alınamayınca Ukrayna’da yaşayan oğlu Kafkas Gence Karadağoğlu (45) ve komşuları, durumu polise bildirdi. İhbar üzerine gelen polis ekipleri, kapısını çilingire açtırarak girdiği evin holünde, Birsen Bayraktar’ın kanlar içindeki cesediyle karşılaştı. Başta düşerek yaşamını yitirdiği sanılan Bayraktar’ın İzmir Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsisinde öldürüldüğü belirlendi. Adli Tıp Kurumu’nun 18 Aralık 2020 tarihli raporunda, Bayraktar’ın künt kafa travmasına bağlı kubbe kemiğindeki kırık, beyin zarları arasındaki kanama ve boynuna uygulanan bası nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, cinayeti çözmek için 4 yıl boyunca çalıştı.
4 SENE SONRA DAVA AÇILDI
Polis ekipleri, komşuların ifadelerinden Bayraktar’ın evinden olay günü ses duyulduğunu, kapıya giderek zili çaldıklarını, bu sırada kapının önünde iş güvenliği ayakkabısına benzer bir ayakkabı gördüklerini ancak kapı açılmayınca üst kata çıktıklarını tekrar geri döndüklerinde ise ayakkabının olmadığı bilgisine ulaştı. Bayraktar’ın telefonunda yapılan incelemede apartman görevlisi Uğur Can’ın ayağındaki ayakkabının, komşuların kapı önünde gördüğünü söyledikleri ayakkabıyla aynı olduğu tespit edildi. Polis ekipleri, şüpheli olarak geçen yıl 6 Mayıs’ta binanın kapıcısı Uğur Can, eşi M.C. ve olaya iştirak ettiği gerekçesiyle aynı apartmanda yaşayan ve binanın tamirat işleriyle uğraştığı da öğrenilen elektrikçi Hakan H.’yi (60) gözaltına aldı. Şüpheliler, işlemlerinin ardından sevk edildikleri Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce serbest bırakıldı. Hazırlanan iddianamede Uğur Can ile apartmanda oturan elektrikçi Hakan H. hakkında ‘kasten öldürme’ ve ‘yağmaya teşebbüs’ suçlarından müebbet ve 15’er yıla kadar hapis, M.C. için ise ‘suçluyu kayırma’ suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istendi. Savcılığın talebi sonrası mahkeme, sanıklardan Uğur Can hakkında yakalama kararı verdi. Gözaltına alınan Can, sevk edildiği mahkemece tutuklandı.
‘İŞ AYAKKABISI GİYMİYORUM’
Sanıkların yargılanmalarına bugün devam edildi. Karşıyaka 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya tutuklu sanığın yanı sıra tutuksuz sanıklar ve Bayraktar’ın oğlu Kafkas Gence Karadağoğlu ile taraf avukatları katıldı. Celsede ilk olarak tutuklu sanık Can’a söz verildi. Üzerine atılı suçlamaları reddeden Can, “Kimseyi öldürmedim. Evine dahi girmedim. Olay günü binada temizliğimi yapıyordum. Akşam 19.00 gibi çöp toplamaya başladım. Topladıktan sonra komşumuz aradı. Birsen Hanım’a ulaşamadıklarını söyledi. Oğlunun da ulaşamadığını biliyordum. Polisin geleceğini ve yardımcı olmamı istedi. Ben de polislerin gelmesini bekledim. Gelince de onlarla birlikte daireye çıktım. Polisler zili çaldı ama kapıyı açan olmadı. Çilingir çağrıldı. Kapıyı açıp içeri girdiler. Birsen teyze yerde yatıyordu. Diğer komşular bağrışmaya başladı. Polisler daha sonra kapıyı kapattı. Evden çıktıklarında düşüp rahmetli olduğunu söylediler” dedi. Mahkeme başkanının, Bayraktar’ın evinin önünde ayakkabısı olduğu iddiasını da yanıtlayan Can, “O gün o eve hiç gitmedim. Ağır bir işim olmadığından günlük ayakkabı giyiyorum. İş ayakkabısı kullanmıyorum” dedi. Can’ın ardından söz verile tutuksuz sanık Hakan H. de kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Hakan H., “Birsen Hanım pandemi olduğu için dışarı çıkamıyordu. Alışverişlerini ben yapardım. Banka işleri için yardım isterdi. Onu arabayla bırakır, kapının önünde bekler ve işi bitince de evine getirirdim. Vefatından birkaç gün önce de Ukrayna’da olan oğluna bankadan para yollayacağını söyledi. Arabayla bankaya götürüp getirdim. Bir daha da görmedim. Evine de sadece 2018 yılında tadilat için girmiştim. Zaten o zaman tüm dairelere girmiştik. Suçlamaları reddediyorum” diyerek savunma yaptı.
‘TAHLİYE EDİLMEZSE İNTİHAR EDERİM’
Tutuksuz olarak yargılanan sanık M.Ç., emniyette verdiği ifadeleri reddetti. M.Ç., “Kocam da suç işlemedi, ben de işlemedim. Suçumuz yok. Maddi olarak çok zor durumdayız. Neden burada olduğumuzu bilmiyoruz. Eğer kocam tahliye edilmezse intihar edeceğim” ifadelerini kullandı.
‘HAYATLARIMIZI EMANET ETTİĞİMİZ İNSANLAR’
Sanıkların ardından söz verilen Bayraktar’ın oğlu Kafkas Gence Karadağoğlu, yaşanılanların kendisini şoke ettiğini belirterek, “Annemin Hakan’dan kendisine yardımcı olmasını istediğini biliyorum. Parasının nerede olduğundan da bilgim var. Tüm para işlerini bana söylerdi. Sanki öleceğini tahmin etmiş gibi para çektikten sonra koyduğu yeri söylemişti. Polisler sorduğunda da yerini söyledim. Parayı buldular. Bu kadar güvendiğim, hayatlarımızı emanet ettiğimiz insanların bu şekilde karşımıza gelmesi beni şoke ediyor. Polisler telefonda kapı girişinde alet çantası olduğunu söylediler. Bana ait olduğunu ancak yerinin orası olmadığını söyledim. Son olarak 1 ay önce kullanmıştım. Suçlular bunlar veya değil bilmiyorum ama şikayetçiyim” diye konuştu.
Savunmaların ardından ara karar açıklandı. Tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, dosyadaki eksikliklerin giderilmesine ve tanıkların dinlenilmesine hükmedip duruşmayı 6 Mayıs’a erteledi.
Kaynak: FLASH HABER TV