23 Şubat 2025 Pazar

Almanya’da erken genel seçim yarın

Almanlar Pazar günü yapılacak federal seçimlerde bir sonraki hükümetlerini belirlemek üzere sandık başına gitmeye hazırlanıyor.

Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) Olaf Scholz, Hristiyan Demokrat Birliği’nden (CDU) Friedrich Merz, Yeşiller Partisi’nden Robert Hack ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif’ten (AfD) Alice Weidel olmak üzere dört aday başbakanlık için yarışıyor.

Anketlere göre CDU’nun yaklaşık yüzde 30’luk bir destekle yarışı önde götürmesi nedeniyle seçimi kazanması bekleniyor. CDU’yu, Alman siyaset sahnesine dramatik bir geri dönüş yapan ve yüzde 20 civarında oy alacağı tahmin edilen AfD takip ediyor.

SİSTEM DEĞİŞTİ

Almanya’da 23 Şubat’ta yapılacak erken genel seçime milletvekili sayısını önemli ölçüde düşüren yeni seçim yasası ile gidilecek ve 53 Türk kökenli aday yarışacak.

Almanya’daki seçimlerde seçmenin iki oyu bulunuyor. Birinci oy doğrudan seçim bölgesindeki adaya, ikinci oy ise partiye veriliyor.

59,2 milyon seçmenin bulunduğu Almanya’da 4 bin 506 milletvekili adayı yarışıyor. Bazı adaylar, 299 seçim bölgesinden doğrudan, diğerleri ise partilerin eyalet listelerinden 630 sandalyeli Federal Meclise girmek için çalışacak.

Yeni seçim yasasıyla halihazırda 733 olan milletvekili sayısı, yeni dönemde 630 ile sınırlandırılıyor. 2002’de 603 olan vekil sayısına 20 yılda 130 üye daha eklenmişti.

İKİNCİ OYLAR DAHA ÖNEMLİ HALE GELDİ

Yeni yasayı değerlendiren Almanya Türk Toplumu Seçim Koordinatörü Kenan Kolat, partilere giden ikinci oyların daha da önemli hale geldiğini, seçim bölgelerinde doğrudan vekil seçmeyi sağlayan birinci oyun öneminin ise nispeten azaldığını söyledi.

Birinci oy ve ikinci oylardaki farklardan dolayı milletvekili sayısının geçmişte daha yüksek sayıya ulaştığına dikkati çeken Kolat, şu ifadeleri kullandı:

“Eski yasayla birinci oyla seçilen herkes otomatikman meclise girebiliyordu. Şimdi o artık o şekilde olamayacak. İkinci oy yani partilerin aldığı oy da önemli yani vatandaşlarımızın bilmesi gereken ‘Ben, ikinci oyumla başbakanı seçiyorum.’ diye düşünmesi gerektiğidir. İkinci oyu, hangi partinin iktidara gelmesi isteniyorsa ona vermeli.”

1,2 MİLYON TÜRK KÖKENLİ SEÇMEN

Birinci oyların da özellikle Türk kökenli adayların olduğu bölgelerde çok önem taşıdığını dile getiren Kolat, “Bazı bölgelerde başa baş yarışlar var. Partilerden bağımsız olarak söylüyorum. Yaklaşık 1,2 milyon Türk kökenli seçmen var. Hepsinin oy kullanacağını düşünmesek bile yani 60-70’e çıkarsa katılım o seçim bölgelerinde Türk seçmeninin vereceği oyla Türk kökenli adayın da seçilme şansı artabilir” diye konuştu.

23 Şubat’taki seçime 29 parti katılacak. Bugüne kadar mecliste yer almış partiler yine Türk kökenli adaylara yer verdi.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) 21 milletvekili adayı ile partiler arasından en çok Türk kökenli vekil adayına yer veren parti oldu.

Önde gelen partilerden 53 Türk kökenli, Federal Meclise girmek için yarışacak.

YARIŞA KATILACAK TÜRK KÖKENLİ ADAYLAR

SPD’den Hakan Demir, Sinem Taşan Funke, Aydan Özoğuz, Metin Hakverdi, Gülistan Yüksel, Nezahat Baradari, Serdar Yüksel, Mahmut Özdemir, Renan Demirkan, Elvan Emre Korkmaz, Canan Canlı, Macit Karaahmetoğlu, Derya Türk-Nachbaur, Nezaket Yıldırım, Umut Kurt, Yıldız Haertel, Ferdi Akaltın, Özge Kadah, Handan Özgüven, Rahime Dirican ve Tuna Fırat.

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Ali Ertan Toprak, Serap Güler, Tijen Ataoğlu, Derya Altınok, Melis Sekmen, Hasan Avcı, Sertaç Bilgin’i aday gösterirken Hür Demokrat Partisinin (FDP) adayları ise Ömer Erdoğan, Akif Akyıldız, Ferhat Asi, Mahmut Türker oldu.

Bu yılki seçimde ilk kez Hristiyan Sosyal Birlik Partisinin (CSU) Türk kökenli adayı Hülya Düber’in seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Hülya Düber, seçilmesi halinde CSU’nun ilk Türk kökenli Alman milletvekili olarak tarihe geçecek.

16-18’İ MECLİSE GİREBİLİR

Sol Parti Ferhat Koçak, Funda Römer, Cansın Köktürk, Hüseyin Aydın, Gökay Akbulut, Ateş Gürpınar ve Cem İnce’yi aday gösterdi.

Yeşillerden Hacer Aydemir, Samet Yılmaz, Aslı Küçük, Alpay Artun, Filiz Polat, Ayşe Asar aday olurken Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin (BSW) partisi ise Sevim Dağdelen, Sibel Duyar, Eyüp Yıldız, Yasimin Zorlu ve Siyar Agu’yu aday gösterdi.

Bu seçimde iki Türk kökenli de aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisinden aday gösterildi.

53 adaydan 16-18 Türk kökenlinin meclise girmesi bekleniyor.

SEÇİM VAATLERİ NELER?

Öte yandan Almanya’daki erken genel seçimler için partilerin vaatlerinde özellikle ekonomi ve göç politikasına ilişkin konular ön plana çıkıyor.

Ülkede 23 Şubat’ta yapılacak erken genel seçime ilişkin “Almanya’nın Seçimi” başlıklı dosya haberin beşinci ve son bölümünde AA muhabiri partilerin seçim beyannamelerinde öne çıkan konuları derledi.

Almanya’da erken genel seçim öncesinde Başbakan Olaf Scholz’un Federal Meclisten güvenoyu alamamasının ardından partiler, ülkenin gelecek 4 yılını şekillendirme planlarını içeren seçim programlarını düzenledikleri kurultaylarında kabul etti.

Ülkede artan enflasyon, bütçe açığı, enerji fiyatlarının yükselmesi, şirket iflaslarının artması ve yapısal sorunlardan dolayı ekonomik sıkıntıların ortaya çıkmasının yanında son yıllarda iltica sayılarındaki artış, parti programlarında ekonomi ve göç politikalarına ilişkin vaatleri ağırlıklı konular olarak öne çıkarıyor.

CDU/CSU SEÇİM PROGRAMI

Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin “Almanya’da siyasi değişim” başlıklı 80 sayfalık programında, ülkeye göçün acil olarak sınırlandırılması hedefleniyor.

Bunu sağlamak için ülkenin sınırlarında kontrollerin yapılması ve koruma talep edenler dahil ülkeye giriş belgesi bulunmayanların girişlerinin yasaklanması gibi önlemler getirmeyi amaçlayan CDU/CSU, Almanya’da geçici koruma statüsünde bulunan sığınmacılar için aile birleşimi uygulamasını durdurmayı ve ülkeden sınır dışı edilme kararı alınan suçluların gözaltında tutulmasını istiyor.

Almanya’da geçen yıl yürürlüğe giren yabancıların hızlı şekilde Alman vatandaşlığına geçme ve çifte vatandaşlık uygulamalarını iptal etmeyi planlayan CDU/CSU, Alman pasaportunun uyum sürecinin başında değil, sonunda verilmesi gerektiğini savunuyor.

Ekonomi alanında ise CDU/CSU, Alman ekonomisinin rekabet gücünü artırmayı, yatırımları teşvik etmeyi ve şirketler ile vatandaşlar için vergi yükünü azaltmayı vadediyor. Bunun için şirketlere uygulanan vergilerin düşürülmesini, bürokrasinin azaltılmasını, Tedarik Zinciri Yasası’nı iptal etmeyi, sosyal güvenlik için ödenen katkı paylarını yüzde 40’a kadar düşürmeyi ve “Dayanışma Vergisi”ni kaldırmayı planlıyor.

Ayrıca emeklilikte gönüllü olarak çalışmak isteyenlere ayda 2 bin avroya kadar maaşın vergiden muaf olacağı sözünü veriyor.

Dış politikada ise Ukrayna’yı diplomatik, mali ve askeri alanda desteklenmesi isteyen CDU/CSU, seçim programında, “İsrail’in yanında olunduğunu ve askeri anlamda desteklenmesi gerektiğini” ifade ediyor.

CDU/CSU, Almanya’daki “İsrail nefretine” ve antisemitizme daha sert cezaların getirilmesini savunuyor.

“Türkiye ile siyasi ve ekonomik ilişkiler” alt başlığı açılan seçim programında CDU/CSU, “Türkiye, Avrupa için stratejik önemini ve önemli bir ortak olmayı sürdürmektedir. Şu anda Avrupa Birliği (AB) değerlerinden uzaklaştığı ve bu nedenle AB’ye katılamayacağı için üzüntü duyuyoruz.” ifadelerini kullanıyor.

İç güvenlik alanında ceza yasalarını sertleştirmeyi vadeden CDU/CSU, halka açık yerlerin kamerayla izlenmesini ve 2024’te yürürlüğe giren “esrar yasasını” iptal etmeyi planlıyor.

CDU/CSU ülkedeki nükleer santrallerin kapatılmasını da gözden geçirmek istiyor.

SOSYAL DEMOKRAT PARTİ’NİN SÇEİM VAATLERİ

Sosyal Demokrat Parti (SPD) 68 sayfalık seçim programında, göçün Almanya için büyük zorluklar getirdiğine işaret ederek, kurallara uymayanların ülkeden ayrılması gerektiği, koruma ihtiyacı olanların ise ülkede kalabileceği sözünü veriyor.

Koruma statüsü verilmemiş ancak buna rağmen çalışan, topluma entegre olmayı başarmış ve suç işlememiş sığınmacılara vasıflı işgücü kapsamına geçme fırsatı verilmesini vadediyor.

SPD, seçim programında, yaşlı bir toplum olarak göçe ihtiyaç duyan Almanya’da topluma katılımın önündeki engelleri kaldırma, eşit fırsatlar yaratma ve böylece entegrasyonu ve sosyal uyumu güçlendirmenin hedeflendiğini belirtiyor.

Avrupa Birliğinin (AB) dış sınırlarının korunması, kontrol edilmesi ve özellikle suç işleyen sığınmacıların sınır dışı edilmesini amaçlayan SPD, iltica süreçlerinin hızlandırılması vaadinde bulunuyor.

Düşük ve orta gelirli vatandaşların vergi yükünün azaltılmasını, yüksek gelirli kesimden ise daha fazla vergi alınmasını isteyen SPD, asgari ücretin saatlik olarak en geç 2026’da 15 avroya çıkarılması sözünü veriyor.

SPD, ekonominin canlanması için gıda ürünlerine KDV’yi düşürmeyi ve şirketlerin ülkedeki yatırımlarını artırmak amacıyla “Made in Germany” adlı yatırım teşviki sağlamayı vadediyor. Ayrıca elektrikli araçların kullanımını teşvik ederek 2035’e kadar bu araçların vergiden muaf tutulmasını istiyor.

Daha önceki seçim programlarına Türkiye’yi de dahil eden SPD, bu sefer Türkiye’ye yer vermiyor.

Seçim programda, Orta Doğu’daki gerilime de değinilerek bölgede barış istendiği ifade ediliyor.

İsrail’in “kendini savunma hakkı” olduğu ancak uluslararası insancıl hukuk uyarınca verdiği tepkinin orantılı olmasını sağlamak ve sivilleri korumakla yükümlü olduğu kaydediliyor.

Gazze Şeridi’ndeki feci insani durumun kabul edilemez olduğuna dikkati çekilen seçim programında, İsrail’den, uluslararası hukuku ihlal ederek Filistin topraklarında yerleşim birimleri inşa etmeyi durdurması isteniyor.

“Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki toprakları ilhak etme planlarını reddediyoruz. Hedefimiz, müzakere edilmiş bir çözüm çerçevesinde iki egemen ve yaşayabilir devletin barış içinde bir arada var olmasıdır.” ifadesine yer verilen seçim programında, SPD’nin bu konuda kararlı olduğu belirtiliyor.

AfD’NİN SEÇİM VAATLERİ

Aşırı sağcı AfD, seçim programında geniş yer ayırdığı göç ve mülteci politikasının sertleştirilmesini vadediyor.

Kamuoyunda yabancıların zorla ülkelerine geri gönderilmesi olarak yorumlanan ve “bir ülkede belirli bir süre yaşadıktan sonra geldikleri ülkeye geri dönmeleri” anlamına gelen “remigration” kelimesinin kullanıldığı seçim programında AfD, sınırların tamamen kapatılmasını ve ülkeye belgesiz girmeye çalışan herkesin sınırlardan geri çevrilmesini talep ediyor.

Sınırlarda gözaltı merkezlerinin kurulması ve Birleşmiş Milletler (BM) göç ve mülteci anlaşmalarının iptal edilmesi sözünü veren AfD, Almanya’nın mültecilere yönelik teşvik programlarından çıkmasını vadediyor.

İltica prosedürlerinin Almanya dışında yapılmasını öngören AfD, sığınmacılara verilen sosyal yardımların mümkün olan her yerde ayni olarak sağlanmasını amaçlıyor.

AfD seçim programında, Almanya’da kalma hakkı olmayanların sınır dışı edilmesini, suç işleyenlerin ivedilikle ülkelerine veya onları kabul edecek ülkelere gönderilmesi vaadinde bulunuyor.

Alman vatandaşlığına geçmeyi zorlaştırmak isteyen AfD, hızlı bir şekilde Alman vatandaşlığına geçişlerin durdurulması ve kişinin iyi uyum sağlaması durumunda en erken 10 yıl sonra Alman vatandaşlığına geçmesinin mümkün olmasını istiyor.

Çifte vatandaşlık uygulamasının istisnalar dışında iptal edilmesini talep eden AfD, doğum yoluyla ve Almanya’da uzun süreli ikamet nedeniyle Alman vatandaşlığına geçme hakkını kaldırmayı planlıyor.

Ekonominin canlanması için vergilerin düşürülmesini öngören AfD, nükleer santrallerin yeniden faaliyete geçmesini ve Rusya’dan yeniden gaz alınmasını savunuyor.

AfD seçim programında, Almanya’nın AB’den ve avro ortak para biriminden ayrılmasını ve AB’nin yerine birbiriyle işbirliği yapan “ekonomi ve çıkar topluluğunun” oluşturulmasını savunuyor.

Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımları kaldırmayı ve Ukrayna’nın, AB ve NATO’nun dışında bir ülke olmasını isteyen AfD, ABD ile iyi ilişkiler kurmayı vadediyor.

Koşulların oluşması durumunda Müslüman derneklerin ve camilerin kapatılmasını savunan AfD, imamların Alman Anayasası’na bağlı olmalarını ve Almanca bilmelerini istiyor.

AfD, ülkenin başarısına katkı sağlayacak vasıflı işgücünün ülkeye gelmesini ise memnuniyetle karşılıyor ancak Avrupa dışından gelecek nitelikli iş göçünün katı kurallarla seçilmesini hedefliyor.

Türkiye’nin kültürel olarak “Avrupa’ya ait olmadığını” ifade eden ancak Türkiye’yi kendileri için güçlü, stratejik ve ekonomik ortak olarak gören AfD, Almanya için ABD ile ilişkilerinin önemli olduğunu ancak ABD’nin, Almanya ve Avrupa ile jeostratejik çıkarlarının farklılaştığını, Almanya’nın ABD’nin kararlarıyla başka ihtilafların içine sürüklenmemesi gerektiğini belirtiyor.​​​​​​​

YEŞİLLERİN SEÇİM VAATLERİ

Yeşiller seçim programındaki göç politikasında kişilerin iltica başvurusunda bulunma hakkının devam etmesini isterken, geçici oturuma sahip olanların da aile birleşimine imkan sağlanması, çalışabilen sığınmacılara çalışma izni verilmesi ve var olan çalışma yasaklarının kaldırılması vaadinde bulunuyor.

İltica süreçlerinin üçüncü ülkelerde yapılmasına karşı çıkan Yeşiller, sığınmacıların savaş ve kriz bölgelerine geri gönderilmesini istemiyor.

Yeşiller, ekonomi alanında sürdürülebilir ve çevre dostu şirketlerin desteklenmesini talep ediyor. İnsanların kendi elektriğini üretmesinin kolaylaştırılmasını isteyen Yeşiller, ülkede yatırımları artırmak için şirketlere sübvansiyon verilmesini vadediyor.

Yeşiller, ülkedeki kalifiye işçi açığını kapatmak için dijital göçmenlik ajansının kurulmasını hedefliyor.

Dış politikada alanında, kriterlerin yerine getirilmesi durumunda Batı Balkanlar’daki ülkelerin yanı sıra Moldovya ve Gürcistan’ın üyeliğiyle AB’nin genişlemesini talep eden Yeşiller, Avrupa’da savunma sanayisinin güçlendirilmesini ve ülke güvenliğiyle ilgili “Ulusal Güvenlik Konseyi”nin oluşturulmasını amaçlıyor.

Yeşiller’in seçim programında Türkiye’ye de yer verilerek “Türkiye, Almanya ve Avrupa arasındaki çeşitli ilişkileri güçlendirmek ve Türk sivil toplumunu desteklemek istiyoruz.” ifadesi kullanılıyor.​​​​​​​

Kaynak: HABER MERKEZİ

İlgili Haberler