Bir odaya girdiğimizde ne yapacağımızı unutmak, birçok kişinin yaşadığı yaygın bir durumdur. Bilim insanları, bu unutkanlığın yorgunluktan ziyade “kapı eşiği etkisi” adı verilen bir olayla ilişkili olduğunu belirtiyor. Bu teoriye göre, bir kapıdan geçmek, beynin anıları bölümlere ayırarak depolama şekli nedeniyle unutkanlığa yol açıyor.

BEYİN ANILARI NASIL DEPOLAR?

2011 yılında yapılan bir araştırma, katılımcıların bir kapıdan geçtiklerinde, aynı odada yürüyenlere kıyasla ne yapacaklarını daha kolay unuttuğunu ortaya koydu. Araştırmacılar, beynin anıları sürekli bir akış yerine parçalar halinde kaydettiğini ve bir sınırı geçmenin, beynin olay modelini güncellemesine neden olduğunu öne sürüyor. Örneğin, mutfaktan bir şey alma düşüncesi salondaki olayla ilişkilendirilirken, mutfağa varıldığında bu bağlantı kopuyor.

2021 yılında yapılan bir başka araştırma, sanal gerçeklik ortamında kapı eşiği etkisinin daha az belirgin olduğunu gösterdi. Katılımcılar, sanal odalarda dolaşırken nesneleri unutmadı. Ancak, aynı görev sırasında sayı sayarak hafızalarını zorlayan katılımcılar, nesneleri daha fazla unuttu. Bu durum, unutkanlığın sadece kapı eşiğinden geçmekle değil, bağlam değişikliği ve zihinsel yük ile de ilişkili olduğunu gösteriyor.

ZİHİNSEL VE FİZİKSEL BAĞLAM DEĞİŞİKLİĞİ

Psikolog Tom Stafford, kapı eşiği etkisinin hem fiziksel hem de zihinsel ortamın değişmesinden kaynaklandığını belirtiyor. Örneğin, evden çıkarken anahtarları almak için yatak odasına gittiğinizde, bu düşünce daha büyük bir planın parçasıdır. Farklı bir odaya geçerken, dikkat gerektiren diğer işler nedeniyle anahtar alma düşüncesi unutulabiliyor. Stafford, bu durumu bir jonglörün tabak çevirmesine benzeterek, bağlam değiştiğinde küçük hedeflerin unutulduğunu ifade ediyor.

Kaynak: FLASH HABER TV