Cumhuriyet Halk Partisi Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı tarafından hazırlanan “İktidarın Kayyum Müdahalesi: Yerel Seçimlerde Demokrasi ve Anayasa Yönelik Tehditler” başlıklı rapor Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci tarafından kamuoyu ile paylaşıldı.
15 Temmuz 2026’daki darbe girişiminin ardından 674 Sayılı KHK’yla uygulanmaya başlayan kayyum atamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunulan raporda, bugün kadar kayyım atanan büyükşehir, il, ilçe ve belde belediyelerinin listesi de yer aldı.
EN FAZLA KAYYIM ATAMASI DİYARBAKIR’A
Raporda 674 Sayılı KHK’nın yürürlüğe girmesinin ardından geçen 8 yılda iktidar yerel yönetimlere toplamda 154 kez kayyum ataması gerçekleştirdiği vurgusuna yer verilmiş. Bazı belediyelere farklı tarihlerde birden çok kayyum atamasının gerçekleştiğinin belirtildiği raporda şu ifadelere yer verildi:
“2016-2024 yılları arasında iktidarın kayyum ataması gerçekleştirdiği belde/ilçe/büyükşehir belediyelerindeki toplam seçmen sayısı 11 milyon 202 bin 496’dır. En fazla kayyum atanan kentler sıralamasında 26 kez kayyum atanan Diyarbakır birinci, 23 kez kayyum atanan Van ikinci sıradadır.”
Yıllara göre kayyum sayılarına da yer verilen raporda, 2016 yılı 60 kayyumla ilk sırada gelirken ikinci sırada 38 kayyumla 2019 yılının geldiği belirtildi.
YEREL SEÇİMLERE KAYYIMLA GİDEN BELEDİYELER
31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen yerel seçimlere kayyum yönetimiyle giden belediyelere ilişkin de bilgilerin verildiği raporda, 31 Mart öncesi 49 belediyenin kayyumla yönetildiğinin altı çizilirken şu ifadeler kullanıldı:
“31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimi öncesinde kayyum tarafından yönetilen belediye sayısı 49’dur. Bu belediyelerin 9’u 31 Mart Mahalli İdareler Seçimi sonucu AKP veya MHP tarafından yönetilmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin 3 bin 264 oy farkla kazandığı Kars Belediye seçimleri için de 3 bin 821 taşıma seçmen tespit edilmiş ve muhalefet partileri tarafından tüm yasal yollar kullanılarak gerekli itirazlar yapılmıştır. Ancak söz konusu usulsüzlüğe ilişkin yetkili makamlarca herhangi bir adım atılmamıştır.”
ESENYURT VE ANAYASA VURGUSU
30 Ekim 2024 tarihinde gözaltına alınan ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in süreci hakkında da bilgi verilen raporda, Özer’e isnat edilen suçlar, belediyeye kayyum olarak atanan İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy’un icraatları ve Ahmet Özer döneminde Esenyurt’ta hayata geçirilen projeler hakkında da bilgi verilirken kayyum Can Aksoy’a yönelik şu ifadelere yer verildi:
“Kayyum Can Aksoy, Esenyurt halkının iradesine belediye meclisleri üzerinden de ipotek koydu ve gönderilen yazıda meclis üyelerinin görevleri de hukuksuzca memurlara devredildi. Bu yolla belediye meclisinin kayyumu denetleme yetkisi tamamen ortadan kaldırıldı. Daha önce kayyum atanan belediyelerde gördüğümüz israf, şatafat ve ihale usulsüzlüklerinin Esenyurt’ta yapılmasının önü de böylece açılmış oldu.”
Raporda kayyum uygulamasının mevcut anayasayla çeliştiği de belirtilerek, kayyımların anayasanın 2, 5, 123 ve 127’nci maddeleri ile çeliştiğinin altı çizilerek “Anayasadaki bu düzenlemeler, yerel yönetimlerin bağımsız olarak işleyebilmesini sağlamayı hedeflemektedir” denildi.
Kayyım uygulamasına yönelik uluslararası eleştirilere de yer verilen raporda; Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları örgütlerinin tespit ve yorumları da yer aldı.
6 MADDELİK SONUÇ METNİ
Raporun 6 maddeden oluşan sonuç metninde ise şu ifadeler kullanıldı:
İktidar, sandıktan çıkan sonuca saygı göstermeli, sandıkta yenemediğini iktidar gücüyle ve hukuksuzca yenmeye çalışmaktan vazgeçmelidir.
İktidarın siyasi mühendislik alanı olarak tanımladığı kayyum uygulamaları bir an önce son bulmalıdır.
Parlamentoda temsil edilen 10 siyasal partinin ortak bir görüş doğrultusunda TBMM Başkanlığına sunduğu ve kayyum uygulamasının sona ermesini amaçlayan kanun teklifi bir an önce yasalaşmalıdır.
5393 Sayılı Belediye Kanununda yapılacak düzenlemeyle özü itibariyle anti demokratik olan kayyum uygulamasının önünü açan maddeler yürürlükten kaldırılmalıdır.
Hakkında kesin hüküm bulunmayan ve yerlerine kayyum atanan belediye başkanları bir an önce görevinde geri dönmeli, hakkında kesin hüküm bulunan ve yargı yolu tamamen tüketilmiş olması şartıyla hali hazırda görevinde bulunmayan belediye başkanlarının yerine belediye meclislerinde seçim yapılarak, belediye meclis üyeleri arasından yeni bir belediye başkanı seçilmelidir.
Anayasanın 2, 5, 123 ve 127’nci maddelerine açıkça aykırı olan kayyum uygulamasından nemalanan iktidarla hiçbir şekilde yeni anayasa müzakeresi mümkün değildir.
RAPORUN TAMAMI İÇİN – TIKLAYINIZ