20 Kasım 2024 Çarşamba

Yenidoğan Çetesi Davasında 3. Gün! Hemşireden kan donduran sözler…

İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da masum bebeklerin yoğun bakım süreçlerini suistimal ederek kazanç sağlayan yenidoğan çetesi davası sürüyor. 22’si tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada skandal itiraflar gelmeye devam ediyor. Davanın 3. gününde sanıkların ifadeleri alınmaya devam edecek.

‘Bebeğin Akciğerleri Kanarken Bizi Yönlendirecek Doktor Yoktu’

İstanbul​, Tekirdağ​ ve Çorlu​’da onlarca masum bebeğin üzerinden para kazanmak için anlaşmalı oldukları hastanelerin yoğun bakımlarına sevk eden yenidoğan çetesi​ davası başladı. Hafta boyunca devam edecek olan davanın 3. oturumu bugün saat 09.30’da başlayacak, 22’si tutuklu 47 sanık yeniden hakim karşısına geçecek. İlk 2 günde hakim karşısına geçen Hüseyin Gündüz, Hasan Basri Gök, Deniz Korkmaz, Hakan Doğukan Taşçı’dan sonra diğer sanıklar da savunmalarını yapacak.

KAMERALARI SÖKMÜŞLER 14:40

Damla Atak: Normalde ben işe başladığımda Şeyhmus hastaneden ayrılmıştı. Resmi olarak daha sonra işlediler. Sonra Ümit bey geldi. Ümit beyin soyadını bilmiyorum. Kaya bebek doğduktan sonra Ümit bey gece aranmaktan rahatsız oluyormuş, bu nedenle işe başlamaktan vazgeçmiş.

Yoğun bakımda kameralar olduğunu biliyorum. Bu kameraları Ali beyin çıkarttırdığını biliyorum. Ancak neden çıkarttığını bilmiyorum. Kameraları çıkardılar, başhekime de “neden çıkartıyorsunuz?” diye soramazdım. Kameralar Kaya bebekten önce mi, sonra mı çıktı bilmiyorum.

DEHŞETE DÜŞÜREN İTİRAF 14:20

Damla Atak, Kaya bebeğin Güney hastanesindeki ölüm sürecine ilişkin savunma veriyor…

Damla Atak: 500 gr bir bebek var. Bu bebeğe bakılması gerekiyordu. Bebeğin akciğerleri kanıyordu. Bunun üzerine Ali bey yoğun bakıma geldi. “Röntgen çektik mi, kana baktık mı” gibi sorular sordu. Ama bu süreçte bizi yönlendirecek doktor yoktu.

Bebeğin ex olduğu tarihte bize Rıza bey gelmişti. Nilda hanımın kaşesiyle beraber. Kendisini uzman çocuk doktoru diye biliyordum. Rıza bey, Kaya bebeği hiç görmediğini söylemiş ama ben kendi gözlerimle gördüm, o kendisi bebeği gördü.

Bebeğin ciğerleri kanıyordu ama kalp atımında sıkıntı yoktu. Bebek kötüydü ama acil müdahale gerektiren bir durum yoktu. Zaten 500 gr bir bebekten de bahsederken bu kötü bir bebektir, meslektaşlarım da bunu bilirler.

Kaya bebekten sonra denetime geldiler. 9 yıldır yenidoğanda çalışıyorum. Hiçbir zaman böyle bir denetim görmedim. Bütün hasta dosyası dahil hastaların hepsini dolaştılar.

DURUŞMA BAŞLADI 14:10

Duruşma aranın ardından yeniden başladı. Duruşmaya verilen aranın ardından Kaya Bebeğin ölümünden sorumlu tutulanlar arasında olan hemşire Damla Atak kürsüye getirildi.

AİLELERDEN TEPKİ 13:09

Sanık avukatı: Sağlık Bakanlığı müfettiş incelemesi ile ilgili yargılama yapılması doğru değil. Sadece bir bebekle ilgili otopsi yapılmış. Bu nedenle, diğer bebeklerle ilgili de otopsi yapılmalı ve sanıklar ancak bu şekilde suçlanmalıdır. Okuyucu bebek de bu kapsamdadır. Bu nedenle yargılamaya devam edilemez; ek bir iddianame düzenlenmelidir. İdari ast-üst ilişkisi ile örgüt kısmı karıştırılmamalıdır. Burada dolandırıcılık ile ilgili beyanlar var ancak SGK tarafından zarara dair henüz net bir tespit yapılmamıştır. Bu yüzden tutuklanmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır.

Salonda tansiyon yükseldi. Davayı izleyen bir avukat, sanık Dursun Eryılmaz’a, “Benimde bebeğimi öldürdün, yargılanacaksın” dedi.

Sanığın avukatı: Neden bu zamana kadar sustun?

Duruşmaya ara verildi. Mahkeme başkanı salonunun boşaltılmasına karar verdi.

İTİRAF GELDİ 12:45

Gazeteci Emrullah Erdinç sosyal medya hesabından Çağla Durmuş’un ‘fazla kazanç’ itirafını şöyle aktardı…

Mahkeme Başkanı: Fırat Bey, hastalarda dosyada değişiklik yapmanızı istermiş. Nasıl bir değişiklik?

Çağla Durmuş: Şöyle yani, Fırat Sarı hastayı entübe göster derdi.

Mahkeme Başkanı: Olması gereken ne? Çağla Durmuş: Hasta neyse onu göstermek.

Mahkeme Başkanı: Burada Fırat Sarı’nın amacı neydi?

Çağla Durmuş: Daha fazla kazanç.

KARAKOÇ BEBEĞİN ÖLÜMÜ  12:30

İddianameye göre, Yalova’dan Bağcılar’a sevk edilen Sibel Karakoç’un bebeği Havvanur, yoğun bakımda solunum yoluna gıda kaçması sonucu hayatını kaybetti.

Çağla Durmuş: Karakoç bebek kötüleştiğinde hemşire beni çağırdı. Entübe ettik. Hastanın müdahalesine başlıyoruz, bu sırada İlker Gönen ve Dursun Bey’e haber veriyoruz. Dursun Bey damar yolu da açıyor ama hasta dönmedi. Aileye bilgi verildi. Aile zaten il dışındaydı. Epikriz raporunu Mehmet yazdı.

Mahkeme Başkanı: Mehmet nerede çalışıyordu?

Çağla Durmuş: TRG Hospital.

Mahkeme Başkanı: Doktor olarak kim vardı?

Çağla Durmuş: Dursun Bey vardı ama o an lavaboda mıydı bilmiyorum.

HİÇBİR HASTAYI İHMAL ETMEMİŞ! 11:53

Kasten öldürmeden de yargılanan hemşire Çağla Durmuş’un savunmasına geçildi.

Hemşire Çağla Durmuş: Herhangi bir örgüte üye değilim, örgüt var mı bilmiyorum. Hemşireyim; 13 yıldır bu işi yapıyorum. Hiçbir hastayı ihmal edecek bir şey yapmadım. Bir sürü de borcum vardı. Gerçekten dolandırmış olsam daha fazlasını yapardım.

Mahkeme Başkanı: Ölüme ilişkin ne diyeceksin?

Çağla Durmuş: Kabul etmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Kolluk ifadenin 43. sayfasında İlker Gönen ile bir konuşman var. ‘Artık bıraktım, ölüyor mu ne yapıyorsa’ demişsin. Ne diyorsun?

Çağla Durmuş: Hastayı ihmal edecek şekilde bırakmak değil, serzenişte bulunuyorum.

Mahkeme Başkanı: “Malzemesizlikten gerginim” demişsin.

Çağla Durmuş: Malzeme temini konusunda sıkıntı yaşıyorduk.

‘İLİŞKİMİZ VARDI’ 11:07

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile samimiyetiniz var mıydı?

Cansu Akyıldırım: Evet, vardı. 3 yıldır ilişkim vardı. 2021- 2023 yılları arasında.

‘BİRLİKTE ÇALIŞTIK’

Hemşire Cansu Akyıldırım, “Yenidoğan Çetesi” lideri Fırat Sarı’yı 2019’dan beri tanıdığını ve Reyap Hastanesi’nde birlikte çalıştıklarını söyledi.

Hemşire Cansu Akyıldırım: Bu nisan ayına kadar maaşlı çalışandım. Örgüt, çeteyi kabul etmiyorum. Dosya, medya tarafından dallanıp budaklandırıldı. Böyle bir dosyada adım geçtiği için üzgünüm.

‘EPİKRİZ YAZILI GELİYORDU’ 10:45

Hemşire Cansu Akyıldırım: Birinci Hastanesi’ndeydim, Fırat bey 2 haftalık yardıma TRG Hospitalist Hastanesi’ne gönderdi. Sonra orada başlamamı istediler. Ama benim evim Esenyurt’ta orası Bağcılar’da, bundan dolayı istemedim. Bu olay olduğunda ben Birinci Hastanesi’ndeydim.

Çalıştığım doktorlar Fırat, Şeyhmus ve Dursun beyle çalıştım. Ben sadece bana söylenen basamakları forma geçtim. Benim epikriz yazma bilgim, yetkim yok. Epikrizler bana yazılı olarak geliyordu. Dosyaları İlker beye atıyordum. Sonra da sisteme girişlerini yapıyordum.

Arşiv Teşvikiye’deydi. Bütün dosyaların Teşvikiye’den gelmesi gerekiyordu. Denetime geldiklerinde dosya veremedim çünkü hastane dışında muhafaza ediliyor.

‘ÇETE YOK’ 10:38

Sanık hemşire Cansu Akyıldırım’ın savunması alınıyor.

Cansu Akyıldırım: Dolandırıcılık suçlamasını kabul etmiyorum, ortada bir çete olduğunu da düşünmüyorum.

SANIKLAR SAVUNMA YAPACAK 09:50

İKİNCİ GÜN NE YAŞANDI?

Dün görülen duruşmada sanıklar savunmalarına devam etti. Günün en çarpıcı itirafı tutuklu hemşire Hasan Basri Gök’ten geldi. Bütün hemşirelere epikrizlere yardım ettikleri için para verildiğini itiraf eden Gök, “Kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) para almak için yatışlar uzatılıyordu” dedi. Tutuklu hemşire Deniz Korkmaz ise hem hastaneden hem de Fırat Sarı’dan para aldığını söyledi. Hemşire Hüseyin Günerhan da artan doz ilaçları, ödemenin karşılamadığı yabancı hastalar için biriktirdiklerini itiraf etti.

ŞİKAYETİ BEN YAPMIŞTIM AMA TUTUKLU OLAN BENİM

Hemşire Deniz Korkmaz savunmasında, “Hastanede bebek​ yoğun bakımda çalıştım. Hemşireyim. Hakkımda yapılan suçlama somut delillere dayanmıyor. İşin komik tarafı bu davanın CİMER şikayetini ben yapmıştım. e-Devlet’te de kaydı var; ama burada tutuklu olan benim” dedi.

“BEBEK MOSMORDU”

Mahkeme başkanı sanığa, WhatsApp konuşmalarında geçen “Göbek bağını kesmeyi beceremedim, Cansu’ya verin” konuşmasıyla ilgili ise, “Ben kesmedim, bu konuşmadan haberim yok. Ama bu bebek Karan bebek olabilir. Bu bebek TRG Hospitalist Hastanesi’nde doğdu. Bebek geldiğinde mosmordu. Kapıya yakın olan kısma aldım ve oksijen verdim. Bebeğin durumunu İlker Bey’e anlattım. Bebeği makineye bağladık. Bebeğe akciğer filmi istendi. Hastanenin şartları yettiğince ben filmi çektim. Bebeği kucağıma aldığımda bebeğin bir yeri şişti ben çekerken bebeğin kalbi durdu. Bebek geri dönmedi. Bebeğin ölüm nedenini belirleme yetkim yok. İlker Bey’e akciğer filminin resmini ve yakın videosunu Whatsapp’tan attım. Gönüllü olarak gitmiştim TRG Hospitalist Hastanesi’ne, Fırat Sarı istemişti gelmemi” diye konuştu.
Mahkeme başkanı ise sanığa, “Niye konuşmalarda Cansu atsın deniyor o zaman, senin epikrizleri değiştirme yetkin yoksa” diye sordu.
Sanık Akyıldırım “Benim böyle bir konuşmadan haberim yok. Bana ne görev verilirse onu yapıyordum” diye cevapladı.

“BEBEK ENTÜBE OLDUĞUNU SİSTEME EKLEMİYORDUK”

Mahkeme başkanı sanığa, Mehmet Gürül’le aralarında geçen bebeklerin entübe olarak kaydedilmesine ve epikrizlerde yazan kan sayısı ile gerçeğinin aynı olmadığını söyledikleri konuşmalarını sordu. Sanık, “Hasta dosyalarını taburcu dosyasına koymuyorduk. Bebeğin entübe olduğunu sisteme eklemiyorduk. Bunu ekleyip eklememeyi konuşuyorduk. Bebeğin basılı olan kan gazıyla gerçeğinin aynı olmadığını Mehmet Gürül’e söyledim” dedi.

Mahkeme başkanı sanığa, “Neden eksik olan her şeyi değiştiriyordunuz, bunu gidermek yerine” diye sordu. Sanık, “Faturalandırılmış taburcu dosyalarını değiştiremiyorduk, o şekilde kalıyordu. Sisteme epikrizleri kopyala yapıştır olarak atıyordum, birebir değiştirmiyordum” diye konuştu.

“MOTİVASYON İÇİN PARA YOLLAMIŞLAR”

Akyıldırım, “Fırat bey bana aylık olarak toplu para atardı ben de bu parayı motivasyon amaçlı ekibe dağıtırdım” dedi.

‘ARTIK BIRAKTIM, ÖLÜYOR MU NE YAPIYORSA’

Cansu Akyıldırım’ın ardından sanık kürsüne hemşire Çağla Durmuş çıktı. Durmuş ifadesinde “Herhangi bir örgüte üye değilim, ortada örgüt var mı bilmiyorum. Böyle bir şey olduğunu düşünmüyorum. 13 yıldır hiçbir hatayı ihmal etmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum, dolandırıcılığı da kabul etmiyorum. Hastane maaşıyla geçinen bir insanım, bir sürü borcum var. Dolandırmış olsam çok daha fazlası olurdu” dedi.

Mahkeme başkanının ‘ölümlere ilişkin neler söyleyeceksin?  ‘Artık bıraktım, ölüyor mu ne yapıyorsa’ demişsin. Ne diyorsun?’ sorusuna ise “Hastayı ihmal edecek şekilde bırakmak değil, serzenişte bulunuyorum. Malzeme temini konusunda sıkıntı yaşıyorduk.” yanıtını verdi.

Kaynak: FLASH HABER TV

İlgili Haberler