Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı Yeşilkaya: “Ülkemizde Gerçek Enflasyon Hesaplanmalı Ve Çalışanlara Aylık Olarak Verilmeli”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Gelecek yılın sonbaharında büyük oranda artık enflasyondan bahsetmeyeceğiz
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, mayıs ayında 75.5 seviyesinde olan enflasyonunun 48.6’ya indiğini belirtirken yüzde 27’lik azalmaya dikkat çekti. Yılmaz üç kredi kuruluşunun iki kademe not artırdığı tek ülkenin de Türkiye olduğunu vurguladı.
Denizli’de temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, iş insanlarıyla bir araya geldiği toplantıda Türkiye’deki ekonomik durumu değerlendirdi. Yılmaz, geçiş sürecinin haziran ayı itibarıyla tamamlandığını belirtirken, kur koruma mevduat hesaplarının 37.9 milyon dolara indiğini belirterek “Bunu da finansal piyasaları bozmadan gerçekleştiriyoruz. Risk birimleri düştü. Geçen yıl 703 baz puan olan ülke risk primimiz 14 Kasım itibarıyla 259 baz puana inmiş durumda. Üç tane kredi derecelendirme kuruluşunun iki kademe not artırdığı bir dönem yaşadık. Türkiye bu anlamda tek ülke. Mayıs ayında 75,5 seviyesine gelen enflasyon şimdi geldiğimiz noktada 48,6 olarak belirlendi. Yani 27 puan bir azalma söz konusu. Bu düşüş önümüzdeki süreçlerde de devam edecek. Gelecek yılın sonbaharına geldiğimizde ise büyük oranda artık enflasyondan bahsetmeyeceğiz. Tek haneli rakamlara gelene kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.
Cari açığın büyük bir kısmı deprem harcamaları
2023 yılı bütçesini zorlayan en büyük faktörün 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 kentte yıkıma yol açan depremler olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi:
“Geçen yılın ortalarında bütçede zorlu bir perspektifimiz vardı. Emekliliğe hak kazananlara dönük yaptığımız düzenlemelerin bütçeye getirdiği yük. Personele enflasyonun üzerinde önceki bütçede hesaplanmamış artışların getirdiği yük. En önemlisi ise deprem, tarihimizin en büyük depremini yaşadık. 11 ilimizi, 14 milyon nüfusu etkileyen deprem. O dönemki hesaplarımızla 104 milyar dolarlık ek bir maliyet getirdi. 2023 ve 2024’te 2,5 trilyon Türk Lirası deprem için ödenek tahsis ettik. Bu en gelişmiş ekonomileri zorlayacak bir miktardır. Buna rağmen bütçe açığımızı geçen yıl milli geliri oranla yüzde 5,2’de tutmayı başardık. Bu yıl başlangıçta 6,4 demiştik ama gelinen noktada yüzde 4,9 gibi bir rakamla kapatacağımızı düşünüyoruz. Geçen yılki 5,2 açığın 3,6’sı deprem harcaması. Depremi çıkardığınız zaman geçen yılın bütçe açığı milli gelire oranı yüzde 1,6. Bunun olumlu tarafı ise şudur ki deprem harcamaları geçici harcamalardır. Büyük oranda yatırım niteliğindedir. Dolayısıyla yapısal bir bozulma oluşturmaz, dönemsel etki yapar. Bir süre sonra deprem harcamalarının bütçemizden çıkacağını göreceğiz. Önümüzdeki yıl deprem etkisi bütçemizde yarı yarıya düşecek. Bütçemiz çok daha rahatlayacak. Gelecek yıl 3 civarında bütçe açığı öngörüyoruz.
Kaynak: FLASH HABER TV