CHP Lideri Özgür Özel: ‘270 Euro’luk Bir Emekli Maaşının Almanca’ya Tercümesi Yok’
Almanya’daki koalisyon çöktü: Berlin’i şimdi ne bekliyor?
Almanya’nın Ukrayna krizi sebebiyle Rusya karşıtı tutumu, eski sanayi devini durgunluk dönemine itmişti. Artan enerji maliyetleri ve yüksek enflasyon ekonomiyi güç duruma sokmuş ve Başbakan Scholz’un popülaritesi yüzde 18 ile bir Alman lider için kaydedilen en düşük oranlardan biri olmuştu.
Almanya’da iktidardaki üç partili koalisyon, Başbakan Olaf Scholz’un Çarşamba günü Hür Demokratlar (FDP) partisinin Maliye Bakanı Christian Lindner’i görevden almasının ardından çöktü.
Almanya’daki koalisyon, artan harcamalar ve ekonomik reformlar konusunda yaşanan çekişmeler nedeniyle sallantıdaydı.
Almanya Başbakanı Scholz, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’dan Maliye Bakanı Christian Lindner’in istifasını istediğini belirterek ülkenin zarar görmesini önlemek için bunu yapmak zorunda olduğunu dile getirmişti.
Scholz açıklamasında şu cümleleri kaydetmişti:
Cumhurbaşkanı’ndan Maliye Bakanı’nın istifasını istedim. Ülkemizin zarar görmesini engellemek için bu adımı atmak zorunda kaldığıma inanıyorum. Müzakere edebilen, ülkemiz için gerekli kararları alabilecek güce sahip bir hükümete ihtiyacımız var.
Maliye bakanı neden görevden alındı?
Scholz ve Lindner, AB’ye daha fazla yardımcı yapılması hususunda anlaşmazlığa düştü. Maliye Bakanı Lindner 10 milyar euro olarak tahmin edilen bütçe açığını kapatmak için ‘kapsamlı bir plan’ sunmuştu.
Söz konusu bu enerji maliyetlerini düşürmek, zor durumdaki Alman otomotiv endüstrisindeki istihdamı artırmak, yatırım yapan şirketlere vergi indirimleri sunmak ve Ukrayna’ya desteği artırmak için daha fazla devlet borçlanması içeriyordu.
Scholz’un bütçesi ise Linder’in borç freni olarak bilinen ve federal açığı GSYH’nin yüzde 0.35’i ile sınırlayan anayasal harcama limitini aşmasını gerektirecekti. Ancak Linder, Scholz’un önerilerini reddederek böyle bir hareketin ‘görev yeminini ihlal edeceğini’ söyledi.
Scholz da buna karşılık olarak Lindner’in ‘önerilerinin hiçbirinin uygulamaya istekli olmadığını’ ve sık sık ‘küçük parti-politik taktikler’ uygulayarak yasaları uygunsuz bir şekilde engellediğini iddia etmişti. Linder mali kısıtlamayı, katı harcama kurallarına uyulmasını ve vergilerin azaltılmasını savunuyordu.
Bir süre önce sızdırılan bir Almanya Maliye Bakanlığı belgesinde, sosyal yardım ödemelerinin kesilmesi, ekonomik büyümeyi teşvik etmek için iklim koruma önlemlerinin azaltılması ve şirketler için vergi indirimleri sunulmasını içeren bir dizi mali ve ekonomik öneriler bulunuyordu. FDP’nin koalisyon ortakları ise bu tür önlemlere karşı çıkmıştı.
Görevden alınmasının ardından Lindner, Scholz’un ‘ülkede yeni bir ekonomik uyanışa duyulan ihtiyacı uzun süre fark edemediğini’ ve ‘vatandaşlarımızın ekonomik kaygılarını uzun süre küçümsediğini’ vurgulamıştı.
Almanya için Alternatif (AfD), Almanya’yı ekonomik bir uçuruma sürükleyen iktidar koalisyonunun çöküşünü ise memnuniyetle karşıladı. AfD’nin parlamento liderleri Alice Weidel ve Tino Chrupalla, “Aylarca süren tıkanıklık ve sayısız benmerkezci terapi seansının ardından, SPD, Yeşiller ve FDP’nin ideoloji odaklı politikalarının ekonomiyi ve bir bütün olarak ülkeyi sürüklediği ağır krizden çıkarmak için acilen temel bir siyasi yeni başlangıca ihtiyacımız var” cümlesini kaydetti.
Şimdi ne olacak?
Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller ile birlikte bir azınlık hükümetine başkanlık edecek olan Scholz, hükümeti için 15 Ocak’ta bir güven oylaması yapılması çağrısında bulundu.
Ana muhalefet partisi merkez sağ Hristiyan Demokratlar’ın lideri Friedrich Merz ise derhal bir güvensizlik oylaması yapılması için baskı yaparak açıklamasında, “Almanya’da birkaç ay boyunca çoğunluğa sahip olmayan bir hükümete sahip olmayı, ardından birkaç ay daha kampanya yürütmeyi ve muhtemelen birkaç hafta boyunca koalisyon müzakereleri yürütmeyi göze alamayız” dedi.
Scholz’un oylamayı kaybetmesi halinde, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in parlamentoyu feshetmesi ve 21 gün içinde erken genel seçim çağrısı yapması gerekecek.
Muhalefet lideri olarak Merz’in büyük olasılıkla bir sonraki hükümete başbakan olması bekleniyor. Politbarometer şirketinin yaptığı bir seçim anketine göre seçmenlerin üzde 48’i Merz ve Almanya Hristiyan Demokrat Birliği’nin hükümete başkanlık etmesini tercih etmişti.
Ankete katılanların yalnızca yüzde 28’i Scholz’u ve yüzde 26’sı Ekonomi Bakanı Robert Habeck liderliğindeki Yeşiller’i desteklerken, yüzde 14’ü ise AfD’li Alice Weidel’i desteklediğini beyan etmişti.
Almanya’da mevcut hükümetin çok istekli olmadığı Kiev’e Taurus seyir füzeleri ve savaş uçakları tedarik edilmesini Merz ise destekleyerek Ukrayna’nın ‘kazanması gerektiğini’ dile getirmişti. Merz kendisini ‘ikna olmuş bir Avrupalı’ ve Avrupa Birliği’nin sadık bir savunucusu olarak tanımlıyor.
Politik araştırmalar yapan Berlin merkezli bir Infratest Dimap adlı şirket tarafından Eylül ayında yapılan bir ankete göre, Başbakan Olaf Scholz’un popülaritesi yüzde 18 ile en düşük seviyeye indi. SPD Haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oyların yüzde 14’ünü alarak muhafazakar CDU/CSU ittifakı ve AfD’nin gerisinde kalmıştı.
Kaynak: Sputnik
Kaynak: FLASH HABER TV