SGK Borçlarında Alarm: Işıkhan’dan CHP’li Belediyelere Haciz Uyarısı
Özgür Özel’i 2011 yılından itibaren parlamentodan tanıdım.Parlamneto muhabiri olarak görev yaptığım o dönemlerde Özgür Özel; ısrarcı, mücadeleci, çalışkan ancak siyaset açısından çok fazla riske germek istemeyen daha doğrusu risk almayan bir siyasetçi yapısındaydı.
Rahmetli Deniz Baykal bir sohbet sırasında bize liderliği anlatırken; “lider olunmaz lider doğulur” diyerek; karizması, güçlü hitabeti, kendini saydırması, devlet adamlığı duruşunun liderliği tamamlayıcı özellikler olduğunu da eklerdi.
Özgür Özel; mütevazi, inatçı, yakın çalışma arkadaşlarına ve dostluklarına son derece bağlı ancak sık sık öfke patlamaları yaşama riski yüksek bir siyasetçiydi. Kendimden iki örnek vereyim; Çubuk saldırısı sırasında çalıştığım kanalda (Halk Tv) kendisiyle bir Skype bağlantısı yapmıştım girişi biraz uzun tutunca bir anda patladı ve “tamam işte sen konuştun bana zaten ihtiyaç yok” gibi sözlerle program boyunca her şeyi bırakıp beni eleştirmeye başlamıştı. Programda Özgür Özel sürekli benim üslubumla uğraşıp durdu.Yine meclisten bağlantı yaparken kendisinden önemli olayların yaşandığı günlerde iki gün üst üste bağlantı yapmasını rica ettiğimde “Ben senin memurun muyum” diyerek bağırmıştı. Yakın çevresi de buna yakın tanıktır. Genel başkan olduktan sonra yurttaşlara karşı bazı ani fevri hareketlerde bulunması da bu yapısından dolayıdır. Ama en önemli özelliği bunu yaptıktan bir süre sonra gönül almayı da ihmal etmemesidir.
Özgür Özel Kemal Kılıçdaroğlu’dan çok farklı bir çizgi izleyen bir siyasetçidir. Ortak akla inanır ama en yakın çevresinden gereğinden fazla etkilenir.
Kemal beyin en belirgin özelliği; randevu alıp gidin yanına ister 10 dakika konuşun ister 1 saat; sizi dinler gibi yapar ama tek kelime etmezdi. Sizi dinleyip dinlemediğini ya da sizin söylediklerinizle ilgilenip ilgilenmediğini yüzündeki tek bir mimikten bile anlayamazdınız.
Ve her gelen siyaset adayına mavi boncuk vermeyi ihmal etmez ama kendi bildiğini okurdu. CHP’nin örgüt yapısına inanmaz, partinin tabanından gelen mesajlara aldırmazdı. Ortak akıldan uzak durur, kendi çok yakın çevresine (ki çoğu partili değildi) akıl danışır ve onların dediğinden çıkmazdı.
Ama Özgür Özel partisinin duruşundan etkilenir ve örgüte değer verir. Tek hatası parti içi demokrasinin kendisine ilettiği tüm önerileri yakın arkadaş çevresi onaylamadığı sürece gündemine pek almak istemez. Her iki liderin de en temel ortak özelliği; sağ ve İslamcı partilerin amentü bilip ezberlediği “Ahde Vefa” onlara uzaktı.
Bugün gelinen noktada; Özgür Özel genel başkanlığa yerel seçimlerdeki zaferle doğru bir noktadan gelip kendini büyüterek oturdu ama sonrası yanlış gitti. Özel yaşamını bir türlü planlayamaması; genel başkanlık öncesi döneminden kalan kişisel alışkanlıklarında uzun süre ısrar etmesi (kendisiyle ilgili iddialar doğru olmasa bile) kendisine zarar verdi.
Çevresinin baskısına yenik düşerek “Yumuşama ve Normalleşme” adımları attı. Partisindeki etnik yapı ya da mezhebe dayanan görüntüyü kırmak için partinin kimliğini merkeze çekti. “Türkiye İttifakı” adını verdiği yeni bir modelle (Boş yere 39 çoğu Siyasal İslamcı milletvekilini kendi içinde meclise taşımak gibi) “Truva Atı CHP” görüntüsünü tamamen silmek istedi.AKP’nin kilitlediği “Sünni Muhafazakar” çoğunluğa ulaşmak için adımlar attı.
Ama planlamayı tam olarak doğru yapamadı. Hem özel yaşamındaki tutarsızlık iddiaları hem de yakın arkadaş çevresinin olağanüstü bir hızla yıpranma eğilimine girmesi kendisini de zora soktu.
Ve Özgür Özel Cumhuriyet Halk Partisinde genel başkanlığının tam 1. Yılında (Genel Başkanlığa 5 Kasım 2023’te seçilmişti) “CHP’nin omurgasının yeniden değişmesi” için düğmeye bastı.
Peki bundan sonra CHP Özgür Özel’in liderliğinde nasıl bir parti olacak. İşte size büyük değişimin satır başları;
1-CHP’nin “Normalleşme” dönemi kapandı.Artık CHP; AKP ile ayrışma noktalarını daha da belirginleştirip bu sürecin tamamen bittiğini ilan edecek,
2-Artık “Geçim yoksa seçim var” sloganı sona erdi. CHP her yerde ve her ortamda “Hemen Erken seçim” çağrılarına başlayan ve seçimi zorlayan birinci parti olmaya başlayacak,
3-Anayasa değişikliği konusu artık asla CHP’nin gündeminde olmayacak.Anayasanın bir başka bahara kaldığı vurgulanacak,
4-Esenyurt olayından dolayı DEM’e mesafe konmayacak. Bu girişimin muhalefet bloğunu parçalama girişimi olduğu vurgulanarak sol partilerle diyalog kanalları açık tutulacak.
5- 6’lı masa metaforuna bir daha asla dönülmeyecek. Türkiye İttifakı vurgusu sık sık tekrarlanacak. Diğer siyasi parti ve çevrelerle birlikte Türkiye İttifakı genişletilecek
6-Kürt sorunu konusunda hem toplumsal barış savunulacak hem de bu konuda parlamento düzleminde gerekil adımların atılması durumunda gerekirse Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olumlu anlamda masaya oturulabilecek,
7- Ekrem İmamoğlu özel korumaya alınacak.İmamoğlu hakkındaki dava ile ilgili tüm ayrıntılar tek tek konuşulup masaya yatırılacak. Gerekirse Ekrem İmamoğlu’nun CHP’nin Cumhurbaşkanlığı adayı olduğu erken bir tarihte bile açıklanabilecek…
Bu kararlar CHP’nin İstanbul’daki milletvekili kampında hem milletvekilleri hem parti meclisi üyeleri ile ayrı ayrı paylaşıldı ve üzerinde genel olarak uzlaşıldı…
Merak edenler için son bir not; Özgür Özel hiçbir koşulda Cumhurbaşkanlığına aday olmamayı düşünüyor, Ekrem İmamoğlu’nun CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olma ihtimali de bugün için yüzde 90…
Kaynak: FLASH HABER TV