Özgür Özel, Kktc’de Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği’ni Ziyaret Etti: “Bizim Görevimiz; ‘Şampiyon Melekler’in Unutulmaması, Yargı Süreci Noktasında Adaletin Sağlanması, Bütün Sorumluların Hesap Vermesi”
AKP’li Miroğlu’ndan, Ahmet Özer ve Ali Çeven Çıkışı: “Çözüm İklimine Bir Fil Gibi Daldılar”
AKP MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasına tepki göstererek, “Rojda konseri, taziye telefonu gibi gerekçelere dayalıysa, kira geliri örgütten gelen para olarak delillendirilmişse; tutuklamanın siyasi sonucunun yine çözüme değil, çözümsüzlüğe hizmet edeceğini görmek zor olmasa gerek” ifadelerini kullandı. Kürd Öncüleri Derneği Başkanı Ali Çeven’in, sokak röportajında “silahlı örgüt propagandası yaptığı” suçlamasıyla tutuklanmasını da eleştiren Miroğlu, “Bir Kürt gencinin sokak röportajından geriye kalan manzara, etki gücü bakımından, Cumhurbaşkanı’mızın grupta yaptığı konuşmayla yarışmış olabilir” dedi. Miroğlu, “Maalesef çözüm istemeyenler, çözüm iklimine züccaciyeci dükkanına dalan bir fil gibi dalmayı başardılar” değerlendirmesinde bulundu.
CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanması ve yerine kayyım atanmasına AKP içinden eleştiri geldi. AKP MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, “Maalesef çözüm istemeyenler çözüm iklimine züccaciyeci dükkanına dalan bir fil gibi dalmayı başardılar” diyerek, tutuklamanın siyasi sonucunun yine çözüme değil, çözümsüzlüğe hizmet edeceğini belirtti. Miroğlu, Çarşamba günü Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Meclis grubundaki konuşmasını gözyaşı dökerek dinlediğini söyleyerek, “Bir Kürt gencinin sokak röportajından geriye kalan manzara, etki gücü bakımından, Kürtler’i grupta yaptığı konuşmayla bir kez daha ağlatmayı başaran Cumhurbaşkanı’mızın konuşmasıyla yarışmış olabilir” dedi.
Orhan Miroğlu, X hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
“Çarşamba günü Cumhurbaşkanının gruptaki konuşmasına orada konuşmayı dinlerken iki defa gözyaşı dökmüş bir çözüm yanlısı olarak, gördüğüm ama görürken de çok üzüldüğüm şudur benim:
-Maalesef çözüm istemeyenler çözüm ikilimine züccaciyeci dükkanına dalan bir fil gibi dalmayı başardılar. Bir Kürt gencinin sokak röportajından geriye kalan manzara, ulusların politik psikolojisi üzerine çalışanlar daha iyi bilecekler, ama “ etki gücü” bakımından, Kürtler’i grupta yaptığı konuşmayla bir kez daha ağlatmayı başaran Cumhurbaşkanımızın konuşmasıyla yarışmış olabilir!
“Çözüm iklimine züccaciyeci dükkanına dalan bir fil gibi dalmayı başardılar”
-Sonra ilk kez Kürtler’in İstanbul’da sahip olduğu tapular’ın Türklere, Kürt kızı olduğu söylenen biri tarafından Kürtçe müzik eşliğinde hatırlatılması, kusursuz bir ‘yenilik’ olsa gerek! Şöyle sesleniyordu bu “Kürt kızı” Türklere: İstanbul’un tapularını Kürtler ele geçirmiş, sizin aslında bir vatanınız bile yok”
– Bunlar bir yana, Ahmet Özer’in tutuklanmasına gerekçe gösterilen deliller basından bildiğimiz kadarsa, yani Rojda konseri- yeri gelmişken söyleyelim beş milyon Kürdün yaşadığı bir şehirde Ahmet Özer yapmasa bile birileri çıkar yapar bu konserleri, bunu anlamak için Mem Ararat’ın İstanbul’da verdiği konserleri internete girip görmek yeterli- taziye telefonu gibi gerekçelere dayalıysa, kira geliri örgütten gelen para olarak delillendirilmişse, tutuklamanın siyasi sonucunun yine çözüme değil, çözümsüzlüğe hizmet edeceğini, ve birilerinin Kütleri tutmak istedikleri” ulusal psikoloji” içinde tutmaya yarayacağını görmek zor olmasa gerek.
-Bütün bu gelişmelerden çözüm etkilenmez diyenler yanılıyorlar. Fena halde etkilenir. Değil mi ki, Türkiye’nin İç Cephesinin manifestosu niteliğinde olan Grup konuşmasını, enine boyuna Türkiye’nin konuşmasına bile engel oldular!
Enseyi karartmayalım diyeceğinizi duyar gibiyim, ama geçtiğimiz sürecin siyasi hafızası maalesef sokak röportajında “Türk olmadığını” söyleyen bir Kürt gencinin eli kelepçeli fotoğrafı ve Türklere seslenip sizin artık bir vatanınız bile yok, çünkü tapular Kürtler’in elinde diyen “Kürt Kızı’nın çektiği video üzerinden şekilleniyor!
Herşeye rağmen bu ortamdan bir “çözüm iklimi “ yaratmak için mücadeleye devam etmekten başka çare yok.”
Kaynak: T24