Erdoğan’ın asıl yorulan kendisi, kimse ona bunu söyleyemiyor!
İYİ Parti Lideri Dervişoğlu: “Erdoğan Bir Daha Cumhurbaşkanı Adayı Olamaz”
Aydın’da parti teşkilatıyla buluşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Yürürlükte olan anayasaya göre Erdoğan bir daha cumhurbaşkanı adayı olamaz. Bunun altını çiziyorum. Hiçbir siyasi lider, genel başkan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir daha cumhurbaşkanı adayı olmasının önünü açacak bir biçimde anayasanın arkasından dolaşmaya kalkamaz. Şayet kalkarsa anayasanın hakkını, hukukunu milletin hakkı ve hukukuyla birlikte savunmak İYİ Parti’nin birinci görevidir” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Aydın’da partisinin teşkilatlarıyla buluştu.
Efeler ilçesinde Nevzat Biçer Konferans Salonu’nda gerçekleşen programda konuşan Dervişoğlu, Aydın’da bulunmaktan memnun olduğunu belirterek “Değerli dava arkadaşlarım, çok kıymetli teşkilat mensuplarımız, il başkanlarımız, ilçe başkanlarımız, genel idare kurulumuzun değerli üyeleri, genel başkan yardımcılarım, misafir milletvekilleri öncelikle burada bulunmuş olmaktan çok mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Ama dedi ki sayın milletvekili genel başkanımız buraya gelerek bize güç ve moral verdi. Ben tersini söylüyorum. Ben Aydın’a geldiğim için güç ve moral buldum. Allah sizlerden razı olsun. Siyasette en önemli şey samimiyettir. Mücadele azmi ve cehdidir. Zorluklara karşı direnç gösterebilmektir. Zor günleri atlatabilmeye muvaffak olabilmek adına sabır sahibi olmaktır ve çelikten bir iradeyi kendi içinizde barındırmaya muvaffak olmaktır. Kolay günler geçirmemiştir Türkiye. Türkiye’nin zorlukları zaten İYİ Parti’yi ortaya çıkarmıştır. İYİ Parti kurulduğu gün yani bundan tam 7 sene önce Türkiye’de ne kadar sorun varsa bugün büyüyerek karşımızda durmaktadır” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DE YÜZ BİNLERCE TEK ADAM TÜREDİ”
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
“Biz İYİ Parti’yi kurduğumuzda Türkiye tek adamlığa doğru evriliyordu. Ve biz bir kişinin tek adam olmasından ve kaderimizi iki dudağından çıkacak kelama terk edeceğimiz endişesinden hareketle tek adamlığa karşı çıktık. Endişemiz vardı birisi tek adam olacak diye korkuyorduk ama sonradan gördük ki Türkiye’de bir tane değil binlerce, on binlerce belki de yüz binlerce tek adam türedi. Yani Recep Tayyip Erdoğan tek adam olur ve kaderimizi kendisine bağlarız diye korkarken bütün avaneleri bugün tek adam olma yolunda hızla ilerliyor. O zaman İYİ Parti’nin öncelikli gerekçesi bugün geçerliliğini muhafaza ediyor demektir. Tek adamlık istibdat demektir. Tek adamlık eşitsizlik demektir. Tek adamlık adaletsizlik demektir. Tek adamlık istibdat demektir. ‘Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet’ demek için İYİ Parti’yle yolculuğumuzu sürdüreceğiz.
“TÜRKİYE BU HALE KONUŞAMAYA KONUŞAMAYA GELDİ”
Genel başkan olduktan sonra benden sıklıkla bu ifadeleri duyuyorsunuz adalet peşinde olmamız gerektiğini, hürriyet peşinde olmamız gerektiğini, eşitlik peşinde olmamız gerektiğini, adaleti temin ve tesis edip, eşitliği sağlamak ve hürriyet arayışımızı nihayete erdirecek başarıyı elde ettikten sonra da kardeşliği tesis etmek yolunda çabalarımızı sürdüreceğimi ifade ediyorum. Niye ikide bir adalet diyorum? Çünkü adalet denince akla üzülerek söylüyorum ki kayırmacılık geliyor. Niye eşitlik diyorum? Çünkü bu iktidar öyle uygulamalar yapıyor ki eşitlik yerine yandaşlık tercih ediliyor. Niye hürriyet diyorum? Hürriyetler sınırlanmış, kısıtlanmış ve netice itibariyle eğer orta yerde hakkını hukukunu savunacak bir biçimde kendini tarif etmeyi beceremiyorsan o zaman da karşına başka türlü handikaplar çıkıyor. Ben siyasete girdiğim günden beri hep şunu ifade ederim. Konuşmak lazımdır. Konuşabilmek lazımdır. Konuşan Türkiye’yi yaratmak lazımdır. Çünkü konuşan Türkiye olmazsa demokrasi olmaz. Demokrasi olmazsa hukuk olmaz. Hukuk olmazsa adalet olmaz. Adalet olmazsa ekonomi düzelmez, hürriyet, refah, mutluluk da topluma hakim kılınamaz. Onun için buraya geldiğimde il başkanımız ‘biz konuşmayalım, sayın genel başkanım, siz konuşun’ dediler. Milletvekilimiz de çok konuşma arzusunda değildi. Benim ricam üzerine konuştu. Artık bundan sonra madem ki tek adamlığa karşı çıkıyoruz. One men şov yok. Tek adam şov yok. İlçelere gittiğimde ilçe başkanları illere gittiğimde il başkanları konuşacak. Teşkilat mensuplarımız konuşacak. Konuşacağız ki problemlerin çözülebilmesi noktasında doğru adımları atmaya muvaffak olabilelim. Türkiye bu hâle konuşamaya konuşamaya geldi.
“BİZDEN FAZLA ADALET VE KALKINMA PARTİLİLER DE ŞİKAYETÇİ”
Türkiye’yi yönetenler şimdi herkesten duymak istediklerini arıyorlar. Yani şimdi bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na bu ülkenin bir bakanı ya da işte bir Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkan Vekili falan herhangi bir uyarıda bulunamıyor artık. Görüyoruz bunları. İş dünyası eskiden toplanır. Sektörün problemlerini konuşurdu. Ama sırf Recep Tayyip Erdoğan beyefendi problem dinlemek istemiyor diye iş dünyası suskun ve sessiz. Aynı şekilde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yöneticileri de sessiz. İlçe başkanları, il başkanları, milletvekilleri de maalesef üzülerek söylüyorum sessiz. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren seçmen tabanı da sessiz. İlçe başkanlığının tek adamlığından, il başkanlarının tek adamlığından milletvekillerinin tek adamlığından, Tayyip Erdoğan’ın tek adamlığından artık öyle bir noktaya geldik ki bizden fazla Adalet ve Kalkınma Partililer de şikayetçi durumdadır.
“İYİ PARTİ TÜRKİYE’NİN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜDÜR”
Biz bu partiyi kurduk. Türkiye’de adaletsizlikten şikayetimiz vardı. Şimdi adaletten şikayeti olmayan var mı? Savcılık davet etse mahkeme birini celbetse karakoldan bir kağıt gelse, gönül rahatlığıyla oraya gidebilecek olanınız var mı? Türkiye’de ilk derece mahkemelerinin vermiş olduğu kararların yüzde 67’si üst mahkemelerce bozuluyor. Adalete güven var mı? Öyleyse biz bu partiyi adaleti temin ve tesis etmek, hukukun üstünlüğünü sağlamak amacıyla kurduk. Adaletsizlikle bugün üst boyutlarda buradan anlaşılıyor ki İYİ Parti’ye ihtiyaç da devam ediyor. Bunları niye anlatıyorum? Netameli dönemler geçirince siyasi partiler onların siyasi ömrüne vade biçen insanlar çıkıyor yaşadığımız ülkede. Bir köşe yazarı çıkıyor gazetesinde yazıyor. Bir televizyon yorumcusu çıkıyor televizyonlarda konuşuyor. İYİ Parti’nin siyasi akıbeti meçhul ya da İYİ Parti’nin siyasette geleceği yok. Şimdi niye güç ve moral buldum biliyor musunuz? İYİ Parti’ye ömür biçenler buradaki heyecanı görsünler. İYİ Parti var mı yok mu? Onu Aydın’da bir görsünler istiyorum.
“GİDENLER İÇİN BÖYLE ÇOK BÜYÜK AĞITLAR YAKACAK FALAN DA DEĞİLİM”
Efendim mecliste istediğimiz sayıda milletvekilimiz yokmuş. Evet bize sorsanız biz iktidar olmak istiyorduk. Yok. İktidar olamadıktan sonra da sayının çok fazla bir anlamı yok. Siyaset gidenlerle değil, kalanlarla yapılır. Hiç kimsenin gitmesine seviniyor değiliz. Ama kalanlara bakarak doğru yolda olduğumuzu da direkt gözlemleyebilme şansına sahip oluyoruz. Gidenlere gitsinler. Uğurlar olsun falan diyen yok. Milletimize yaptığımız çağrı esas itibariyle bizden ayrılmış arkadaşlarımızı da kapsıyor. Biz gelin millete diyoruz ki; gelin birleşin, gelin İYİ Parti’nin çatısı altında toplanın. Bu çağrıya bu zamana kadar İYİ Parti’ye emek vermiş, mücadele etmiş, kuruluşuna ter akıtmış herkes dahildir. Ama gelen gelir gelmeyen gelmez. Gidenler için böyle çok büyük ağıtlar yakacak falan da değilim. Bakın açıkça söylüyorum. Bir kısmının gitmemesi için herhangi bir çaba falan da sarf ettiğimi zannetmeyin. Ben yolculuğumu inananlarla sürdüreceğim. Ama kişi olup bitenlere bakarak kırılmış olabilir. Darılmış olabilir. Gücenmiş olabilir. Hatta gittiğine nadim olmuş da olabilir. Ona sadece kollarım değil, kalbimde, gönlüm de İYİ Parti’nin kapıları da ardına kadar açık.
“SİYASİ MANEVRA PEŞİNDE KOŞMAM”
Siz benim geçmişimi de biliyorsunuz, mücadele cihetimi de biliyorsunuz. Samimiyetimi de biliyorsunuz. Ben başkaları gibi rol yapmam. Ben kürsülerde başka konuşup aşağıya indiğim de siyaseten böyle söylenmesi gerekiyor ‘Kusura bakmayın’ diyenlerden değilim. Ben mücadele adamıyım. Ben bu ülkenin doğrularını bu ülkenin yanlışa sebep olmuş adımlarını muhataplarının yüzüne karşı da söylemekten ziyadesiyle memnun olurum. Bu benim gururum olur. Ha ben dün şunu söyledim. Dün bunu söyledim de hala söylediğim yerde duruyorum falan diye bir şey anlam da çıkarmayın sözlerimden. Yanlış yaparsam da itiraf ederim. Muhatabından özür dilerim. Ama siyasi manevra peşinde koşmam. Biz de biliyorsunuz, oyun tek oynanır. Efe oyunu, zeybek oyunu. Çıkarsın oynarsın. Suçu da başkasına atmazsın. O sebeple diğer siyasi partili bir kısım genel başkanından hepsini töhmet altında bırakmayayım. Ömer Bey dedi ya ‘diğerlerine oranla genel başkanımızın pozisyonundan ötürü avantajlıyız.’ Doğru avantajlıyım. Bilgisiz sayılmam. Çok bilgiliyim diye de bir iddiada bulunmam. Mutlak surette eksiklerimiz de vardır. Öğreneceklerimiz vardır.
“SEÇİMDEN BAŞARIYLA ÇIKSAYDIK HELVA DA OLACAKTIR”
Kimileri diyor ya Türk siyasetinin gençlere ihtiyacı vardır. Doğrudur bu Türk siyasetinin genç düşünmeye ihtiyacı vardır. İYİ Parti genç düşünen ama olgun bir düşünceye sahip bir siyasi partidir. O yönüyle bakıldığında İYİ Parti’nin genel başkanı da yönetim kadroları da 18 yaşındadır. Herkes Şimdi gördüğünüz gibi bizde her şey var. Bizde hem genç arkadaşlarımızın enerjisi var. Hem yaşamını siyasetin ya da sosyal hayatın içinde geçirmiş, yeterli, kabiliyetli insanlar var. Yani bizde İYİ Parti’de sormamız gereken bir soru. Su var. Un var. Yağ var. Şeker var ateş var, helva niye yok? Başarsaydık, seçimden başarıyla çıksaydık helva da olacaktı. O zaman biz el birliğiyle helvayı nasıl yapacağımızın hesabını yapmak mecburiyetinde olan bir kadroyuz. Her şeyi olan bir kadro genç, dinamik, tecrübeli, bilgili, kabiliyetli hizmetleriyle temayüz etmiş, şahsiyetlerden müteşekkil. Kendi mesleklerinde yükselmiş, başarılı olmuş insanların içinde bulunduğu bir siyasi yapı. O zaman niye iktidar olmasın? Örnek verdim il binasında konuşurken. Kuşadası’nda almış olduğumuz oyu şayet Türkiye’nin bütün il ve ilçelerinde almaya muvaffak olabilmiş olsaydık, Nevşehir’de almış olduğumuz oyu Türkiye’nin bütün illerinde ve ilçelerinde almış olsaydık, Ordu’da aldığımız oyu hatta Samsun’da aldığımız oyu Türkiye’nin bütün il ve ilçelerinde almaya muvaffak olsaydık bugün İYİ Parti tek başına iktidardı.
“BİR DAHA CUMHURBAŞKANI ADAYI OLAMAZ”
Sistemden kaynaklı bir takım handikaplar var. Türkiye bu sistemden kaynaklı olarak bir yerlere doğru sıkıştırılmış ve siyasi partilerin kurumsal kimlikleri aşağıya doğru çekilmiştir. Siyaset artık kurumlardan, görüşlerden, projelerden, programlardan ibaret değil. Bunu siyaset artık şahıslardan ibaret. Kamuoyundaki tartışmaları görüyorsunuz. Tayyip mi kazanacak? İmamoğlu mu kazanacak? Mansur Yavaş mı kazanacak? Tartışma bu. Kim cumhurbaşkanı olacakmış? Seçime daha 3 sene var. Köprünün altından kim bilir hangi sular akacak? Bunlar kim kazanacak tartışması yaparken biz milletin hâli ne olacak tartışması yapmak mecburiyetindeyiz. Ben size söylüyorum. Gittiğim her yerde de söylüyorum. Burada söylemekte de bir iş görmüyorum. Elimizde yürürlükte olan mevcut anayasaya göre Recep Tayyip Erdoğan bir daha cumhurbaşkanı adayı olamaz. Bunun altını çiziyorum. Hiçbir siyasi lider, genel başkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir daha cumhurbaşkanı adayı olmasının önünü açacak bir biçimde anayasanın arkasından dolaşmaya kalkamaz. Şayet kalkarsa anayasanın hakkını, hukukunu milletin hakkı ve hukukuyla birlikte savunmak İYİ Parti’nin birinci görevidir.
“İYİ PARTİ, PARLAMENTER DEMOKRATİK SİSTEMİN YENİDEN İNŞASI İÇİN ADIM ATMAYA HAZIRDIR”
Türkiye’nin gündemine anayasa değişiklikleri gelebilir. Türkiye’nin gündemine yeni yasal düzenlemelerle alakalı milletin beklentilerinin hilafına bazı şeyler de getirilebilir. Öncelikle bizden herkes emin olsun. Biz Türkiye’de tek adamlığı tahkim edecek tek adamlığı güçlendirecek, Türkiye’yi hukuktan, adaletten ve demokrasiden uzaklaştıracak hiçbir anayasa değişikliğinin yanında durmayız. Türkiye için vazgeçilmez olarak gördüğümüz parlamenter demokratik sistemin yeniden inşası için atılacak adım varsa şayet İYİ Parti o adımı atmaya hazırdır. İYİ Parti, Recep Tayyip Erdoğan bir kere daha aday olsun. İYİ Parti, Recep Tayyip Erdoğan’ın yetkileri güçlendirilsin, İYİ Parti illa ki bu ülkenin geleceğiyle alakalı olarak toplum zaten alıştı. O da alışsın denilerek bir anayasa değişikliğine zorlanırsa şayet o zaman size söylüyorum. Siz ne diyorsanız biz onu yapacağız.
“HİÇ KİMSENİN MASASINDA OLMAYACAĞIM”
Demokrasi mi istiyorsunuz, tek adamlık mı? Hürriyet mi istiyorsunuz, esaret mi? Adalet mi istiyorsunuz, kayırmacılık mı? Eşitlik mi istiyorsunuz, yandaşlık mı? Cumhuriyet mi istiyorsunuz, otokrasi mi? Siz ne diyorsanız ben onu yapacağım. Allah şahittir. Hiç kimsenin masasında olmayacağım. O dönemin şartları zorlamıştı bizi. O dönemin şartları sürüklemişti bizi bir yere. Buradan genel başkanınız olarak, dava arkadaşınız olarak, mücadele arkadaşınız ve kavga arkadaşınız olarak size söz veriyorum. Sahibi olmadığımız hiç bir masaya oturmayacağız. Zamanı gelmeden sizlerin bilgisi ve haberi olmadan hiç kimseyle kapı arkasında pazarlık yapıp herhangi bir angajmana girmeyeceğim. İyilik neyi gerektiriyorsa, cesurluk neyi gerektiriyorsa yiğitlik yenmeyi gerektiriyorsa sizlerin adına onu yapmaya gayret sarf edeceğim. Siz benden eğer iktidar istiyorsanız siz benden artık çektiğimiz bu kadar çile yeter. Artık bu ülke yönetelim diyorsanız bundan sonraki yolculuğumuz bu limandan çıkıp fırtınalı denizlerde yapacağımız iktidar yolculuğu olacaktır. Benimle var mısınız değerli dava arkadaşlarım?”
Kaynak: BİRGÜN