Trafik tartışmasından, komşu kavgalarına kadar, neredeyse hayatın her alanında silaha sarılan, şiddete başvuran, hukuk tanımaz, kanundan çekinmez bir toplum yapısı ortaya çıkmış vaziyette.

Kadına ve çocuğa şiddet, hırsızlık, dolandırıcılık, gasp gibi suçlarda adeta patlama yaşanıyor.

Cezaevleri tıka-basa dolu bu nedenle.

Türkiye’nin yaklaşık 85 milyon kişilik nüfusunun içinde, hükümlü ve tutuklu sayısı 348 bin 265 kişi.

Yine yaklaşık 84 milyon nüfusa sahip Almanya’da ise, bu rakam yalnızca 56 bin 127 kişi.

Türkiye’deki mahkûm ve tutuklu sayısı Almanya’nın neredeyse 7 kat daha fazlası maalesef.

Euronews’un 2021 rakamlarını esas alarak yaptığı bir haberde de her 100 bin kişiden AB’de ortalama 106 kişi mahpus. Benzer nüfusa sahip Almanya ve Türkiye’de bu rakamlar arasında yine uçurum var ne yazık ki.

Almanya’da her 100 bin kişiden 69’u hapiste iken, Türkiye’de bu sayı 356 kişi.

Türkiye bu konuda, Avrupa’da en yüksek tutuklu ve hükümlü sayısına sahip yani.

Başta, çok yüksek enflasyonun sebep olduğu fakirlik ve ahlak erozyonu olmak üzere, yoksulluğun, yolsuzluğun, kayırmacılığın, kuralsızlığın, yargının siyasallaşmasının, bürokrasinin partizanlaşmasının, işsizliğin, eğitim kalitesindeki düşüşün, her alanda ehliyetsizlik ve liyakatsizliğin sonucunda, toplumda suçlu, sanık ve mahkûm sayılarında çok ciddi artışlar var.

22 yıllık otoriter ve baskıcı tek adam iktidarının ülkeyi getirdiği bu perişan tablo herkesi üzmeli, düşündürmeli ve uyarmalıdır.

H. Ufuk Söylemez

Kaynak: FLASH HABER TV