İstanbullunun En Büyük Sorunu Ekonomi! Cüzdanlar Boş, Kredi Kartları Ödenemiyor
İPA, ‘İsraf Karnesi Raporunu’ Paylaştı!
İBB’ye bağlı İPA, ‘İsraf Karnesi Raporu’ yayımladı. Merkezi giderlerde yaşanan artışların vurgulandığı raporda “Ekonomik kriz koşullarında vatandaşlardan tasarruf etmesi beklenirken kamu tasarruf etmemektedir” denildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA), ‘İsraf Karnesi Raporu’ yayımladı.
Vergi uzmanı Ozan Bingöl ile birlikte hazırlanan raporda yurttaşlardan tasarruf etmesi beklenirken kamunun tasarruf etmediği vurgulandı.
‘Kur korumalı mevduat’ yüzünden kamunun iki yılda 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğratıldığı belirtilirken normal bütçede görülmeyen kamu özel işbirliği uygulamalarına yapılan harcamaların gizlendiği kaydedildi.
Merkezi giderlerde artış yaşanan kalemler ise şöyle sıralandı:
“Ekonomik kriz koşullarında vatandaşlardan tasarruf etmesi beklenirken kamu tasarruf etmemektedir. Merkezi yönetim baskı ve cilt giderleri, büro mefruşat alımları, lojman kiralama giderleri, taşıt bakım ve onarım giderleri ve ilan giderleri gibi harcama kalemlerinde de ciddi artışlar yaşanmaktadır.”
Raporda yer alan diğer tespitler şöyle:
Kur Korumalı Mevduat: Kur korumalı mevduat uygulaması, dönemin Hazine ve Maliye Bakanı tarafından bütçeye, dolayısıyla da kamuya hiçbir yükü olmayacak bir politika aracı olarak tanıtıldı ancak kur korumalı mevduat yüzünden kamu iki yılda 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğradı!
Kamu-Özel İşbirliği Projeleri: Uygulamada normal bütçede görülmeyen kamu özel işbirliği uygulamalarına yapılan harcamalar gizleniyor. Sayıştay ve Dünya Bankası verileri araştırılınca garanti ödeme tutarlarının yatırım maliyetlerinin kat kat üstünde olduğu görülüyor. Örneğin Kuzey Marmara Projesinin Kınalı-Odayeri kesimi yatırım tutarının 1 milyar 40 milyon dolar olmasına rağmen garanti tutarı yatırım tutarının 2,4 katına ulaşıp 2,5 milyar dolar oldu.
Kamu yönetiminde liyakat esasının göz ardı edilmesi, istisnai kadro uygulamaları, sınavsız atamalarla ehliyetsiz kişilerin üst düzey görevlere getirilmesi hem hizmet kalitesini düşürmekte hem de maliyeti artırmaktadır. 19 yıldır bu konuda hiçbir iyileştirici adım atılmamış ve bu uygulamalar yaygınlaşarak mevcut yönetim anlayışı için bir ekol haline gelmiştir.
Ekonomik kriz koşullarında vatandaşlardan tasarruf etmesi beklenirken kamu tasarruf etmemektedir. Merkezi yönetim baskı ve cilt giderleri, büro mefruşat alımları, lojman kiralama giderleri, taşıt bakım ve onarım giderleri ve ilan giderleri gibi harcama kalemlerinde de ciddi artışlar yaşanmaktadır.
Halkımız zor koşullarda yaşarken merkezi yönetimin kendisinden başlayarak israfla mücadele etmesi, kamu kaynaklarını etkin ve verimli kullanması beklenir. Rapor tam aksi bir tabloyu bizlere gösteriyor.
Kaynak: BİRGÜN