23 Kasım 2024 Cumartesi

ELİF ESEN’DEN ADALET BAKANLIĞI’NA ‘MAKBULE ÖZER’ TEPKİSİ: “BUNDA ADALET, AKIL, MANTIK, VİCDAN VAR MIDIR? TÜRKÇE BİLMEYEN YAŞLI BİR HASTA, DERDİNİ NE KADAR ANLATABİLİR HAREKETLERLE”

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen, ağır sağlık sorunları yaşayan 80 yaşındaki tutuklu Makbule Özer’in Adli Tıp Kurumu’nda (ATK), ‘Kürtçe tercüman olmadığı’ gerekçesiyle muayene edilerek cezaevine geri gönderilmesine tepki gösterdi. Esen, Adalet Bakanlığı’nın konuya ilişkin yaptığı açıklamayı eleştirerek, “Bunda adalet, akıl, mantık, vicdan var mıdır? Nasıl bir sorumsuzluktur? Türkçe bilmeyen yaşlı bir hasta, derdini ne kadar anlatabilir hareketlerle” dedi.

DEVA Partisi Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen, ağır sağlık sorunları yaşayan 80 yaşındaki tutuklu Makbule Özer’in Adli Tıp Kurumu’nda, ‘Kürtçe tercüman olmadığı’ gerekçesiyle muayene edilerek cezaevine geri gönderildiği iddialarına ilişkin açıklama yapan Adalet Bakanlığı’nı eleştirdi. Esen, bugün yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:

“BUNDA ADALET, AKIL, MANTIK, VİCDAN VAR MIDIR? NASIL BİR SORUMSUZLUKTUR”

“2 yıl 1 aylık hapis cezası sonrası 9 Mayıs’ta tutuklanan ve ağır sağlık sorunları yaşayan 80 yaşında bir kadın tutukludan bahsediyoruz. Muayeneye gidiyor, tercüman olmadığı için hareket diliyle muayenesinin gerçekleştiği ve bunun da yeterli olduğu ifade ediliyor resmi makamlardan. Bunda adalet, akıl, mantık, vicdan var mıdır? Nasıl bir sorumsuzluktur? Türkçe bilmeyen yaşlı bir hasta, derdini ne kadar anlatabilir hareketlerle? Tutuklu olması, en temel hakkından mahrum kalmasına sebep sayılabilir mi? Hayati önemi haiz bu konunun birçok boyutu bulunmakla beraber esasında bu sorun, Kürt vatandaşlarımızın demokratik hak, özgürlük ve eşit vatandaşlık haklarına yaklaşım anlayışı ile ilgilidir. Açıklama yapan makamın Adalet Bakanlığı olması da ayrıca anlamlıdır.

“DEVA PARTİSİ OLARAK, ANADİLİN BİR SORUN ALANI HALİNE GETİRİLMESİNİ DOĞRU BULMUYORUZ”

DEVA Partisi olarak, anadilin bir sorun alanı haline getirilmesini doğru bulmuyoruz. Resmi ve ortak dilimiz olan Türkçenin iyi öğretilmesi esas olmakla birlikte, anadile ilişkin talepleri, vatandaşlarımızın kültürel farklılıklarının tanınması, temel bir insan hakkı ve ninnisini ana dilinde dinleyen çocuklar için pedagojik bir gereklilik olarak ele alıyoruz. Bu itibarla; anadil hakkı kapsamında bütün vatandaşlarımızın anadillerini kullanmaları ve geliştirmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmayı hedefliyoruz. Etnik, dini, mezhebi ve kültürel çeşitliliğimizi dikkate alarak toplumdaki tüm farklılıkları kapsayacak ve kuşatacak bir vatandaşlık anlayışını savunuyoruz. Zaman, başta adalet olmak üzere çoklu sorunlar yaşayan ülkemiz için sorumluluk alma zamanı. Artık Türkiye için iyileşme ve DEVA zamanı.”

Adalet Bakanlığı, iddialara ilişkin dün (27 Ağustos) şu açıklamayı yapmıştı:

“Bazı basın ve medya kuruluşlarında yer alan ‘ATK, Kürtçe tercüman yok diyerek 80 yaşındaki Özer’in hastalık öyküsünü dinlemedi’ şeklindeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır.

24 Ağustos Çarşamba günü kurumumuza muayene için Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen hükümlü Makbule Özer’in Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu tarafından yapılan muayenesinde, hekimler ve hasta arasında herhangi bir iletişim sorunu yaşanmamış, muayenesi sırasında kendisinden istenen hareketleri anlamış ve doğru bir şekilde uygulamış, bu nedenle tercüman ihtiyacı duyulmamış, kendisinin ve avukatının da tercüman talebi olmamıştır.

Ayrıca kurumumuzda ihtiyaç halinde bilirkişi olarak İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Arapça, Kürtçe, Lazca vb. birçok dilde tercümanlık yapabilecek personel ve hekim bulunmaktadır.

Resmi bilirkişilik faaliyeti yürüten, ulusal ve uluslararası alanda bilimsel saygınlığı ile bilinen kurumumuza yönelik asılsız ve gerçek dışı haberlere itibar edilmemelidir.”

İlgili Haberler