23 Kasım 2024 Cumartesi

TOKATKÖY MAHALLESİ’NDE YAŞAYAN KENTSEL DÖNÜŞÜM MAĞDURLARI AKP’Lİ BEYKOZ BELEDİYESİ ÖNÜNDE: “ONU BU HALK SEÇTİ ORAYA. KENDİ HALKINA ZULÜM YAPIYOR”

Haber: GAYE ŞEYMA CAN – FAHRETTİN ÖZTÜRK / Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

İstanbul Beykoz’da, AKP’li Beykoz Belediyesi’nin yıkım ekiplerinin mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına mahalleye girmesi karşısında yurttaşlar, belediye önüne giderek, Belediye Başkanı Murat Aydın ile görüşmek istedi. Binaya alınmamalarına tepki gösteren bir kadın, “Onu bu halk seçti oraya. Kendi halkına zulüm yapıyor. Benim olanı, benim başıma yıkacak da ben sessiz mı kalacağım? Benim malımı elimden alamaz” tepkisini gösterdi. Başka bir kadın ise “Evlerimizi tepemize yıktılar bugün. İçinde eşyası olan iki tane evi, hasta çocukları var evleri yıktılar. O insanlar akşam nereye gidecek, canlı canlı mezara gömüyorlar. Görüşemedik içerde yok diyorlar bize ve içeride” dedi.

İstanbul Beykoz’da, AKP’li belediyenin yıkım ekiplerinin mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına karşın kentsel dönüşüm için girdiği Tokatköy Mahallesi’nde yaşayan yurttaşlar; Beykoz Belediye binasına giderek, belediye başkanı Murat Aydın ile görüşmek istedi. Polis, yurttaşların belediye binasına girmesine izin vermedi. Polisler, Başkan Aydın’ın ve yetkili kimsenin binada olmadığını iletti.

Kentsel dönüşüm mağduru yurttaşlar kendilerini belediyeye almayan polislere ve görüşme taleplerini reddeden Aydın’a tepki gösterdi.

Mahalleliler, kentsel dönüşüme direnenlerden 15 kişini gözaltına alındığını belirtti. Mağdur mahalleliler “Murat Aydın buraya”, “Murat Aydın istifa”, “Murat başkan buraya” sloganları attı.

Bir kadın, Başkan Aydın’ın kendilerini dinlemesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:

“ONU BU HALK SEÇTİ ORAYA. O KOLTUĞA BU İNSANLAR GETİRDİ”

“Beykoz halkından üstün değil, Murat Aydın. Olamaz da. Burada halkız. Bu belediye benim de kurumum. Benim de malım. Ben orada özgürce derdimi anlatmalıyım. Onu bu halk seçti oraya. O koltuğa bu insanlar getirdi. Kendi halkına zulüm yapıyor şu anda. Bu halkı dinlemeli. Ne istiyor? Benim olanı, benim başıma yıkacak da ben sessiz mı kalacağım? Bu kadar insan sessiz mi kalacak? Benim malımı elimden alamaz. Benimle konuşacak. Eğer insan evladıysa, bir annenin doğru yetiştirdiği bir evlatsa bu insanları dinlemeli. Yeter Murat Aydın, dinlemelisin bu halkı? Nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Bu ülkede demokrasi var, adalet var, insan hakları var. Duy bizi Murat Aydın, yeter. Senin zulmüne boyun eğmeyeceğiz. Bu insanların oyuyla o koltukta oturuyorsun. İnsansan, insan evladı isen, dürüstsen, Müslümansan, gel buraya insan gibi dertleşelim, insan gibi konuşalım.”

“Biz ona ne yaptık? Biz de onun halkıyız, bizi niye dinlemiyor?” diyen bir başka kadın da şöyle konuştu:

“GEREKİRSE BURADA ÇADIR KURACAĞIZ, GİTMEYECEĞİZ”

“Balkon konuşması yapsın ona da razıyız. Demin Suriyeliler elini kolunu sallayarak girebildi belediyenize rahatlıkla ama ben giremiyorum. Benim oyumla geldi, yazık değil mi evim başıma yıkık ben evime gidince ne alacağım, çocuğuma ne yedireceğim? Benim babamın maaşı kiraya yetmiyor. Ya bunu niye düşünmüyorlar, gerekirse burada çadır kuracağız gitmeyeceğiz. Sizinle (Polisle) hiç işimiz yok bizim. Size bir şey olsun yine biz tutarız sizi bunlar satar sizi bunlar alışmış çünkü. Bizim evlatlarımızı bizim karşımıza çıkarıyorlar böyle bir şey olur mu?

“GÖNÜL BELEDİYECİLİĞİ DE NEREDE? BİZ GÖNÜL BAĞI KURMAK İSTİYORUZ ONLAR İSTEMİYOR VE ZULMEDİYORLAR”

Evlerimizi korumak için buradayız. Evlerimizi tepemize yıktılar bugün içinde eşyası olan iki tane evi, hasta çocukları var evleri yıktılar. O insanlar akşam nereye gidecek canlı canlı mezara gömüyorlar. Yarın da benim babamın evine gelecekler, benim annem şeker, tansiyon hastası yarın da evimizi başımıza yıkacaklar. Çocuklara o kadar biber gazı sıktılar ki bana da sıktılar buralarım yanıyor. Belediye başkanı ile konuşmak istiyoruz çıkmıyor. Gönül belediyeciliği de nerede? Biz gönül bağı kurmak istiyoruz onlar istemiyor ve zulmediyorlar. Görüşemedik içerde yok diyorlar bize ve içeride. Burayı terk edin gidin köyünüze diyor. Bizim oylarla geldi oturdu. İki aydır su, elektrik, doğalgaz yok. Bizim askerlerimizi üstümüze salıyorlar. Burada gerekirse çadır kuracağız içinde oturacağız. Bu belediye başkanı bizim karşımıza çıkacak bak TOMA’ları gönderiyor bize. Bize karşı kullanacak bunları.

Millete yalan söylüyorlar yarısından fazlası direniyoruz. 3-5 kişi çapulcu diyorlar, bize hakaret ediyorlar utanmazlar. Neredesin Reis, kapalı bacıların yanındayız diyordun, bacılarının evini başlarına yıkıyorlar neredesiniz? Bu devir dönecek elbette böyle gitmeyecek şu anda adaletle sonuçlanmadı. Nerede buranın kaymakamı niye çıkmıyor karşımıza? Biz ne yaptık, terörist miyiz? Evimizi, namusumuzu koruyoruz yazıklar olsun bunlara. Ondan bir şey istemiyoruz sadece yakamızdan düşsün, evimizi bıraksın.

“BİZİM POLİSİMİZ SİLAHIMIZ YOK ELİMİZDE HER ŞEY KARŞI TARAFIMIZDA”

Kanser olan çocuğu var ev sahibinin, hiç soruyor mu eviniz var mı nereye gittiniz? Yazıklar olsun ya. Biz kentsel dönüşüme karşı değiliz, kapı arasından konuşsun bizimle. Bizim polisimiz silahımız yok elimizde her şey karşı tarafımızda.”

“BÖYLE BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM GÖRÜLMÜŞ MÜ? KENDİ MALINI SANA SATIYOR ADAM YA”

Yaşlı bir vatandaş ise “Burada herkes emekli; 3 bin 4 bin maaş alıyor, bugün kira bir gecekonduya adam 5 bin lira istiyor” dedi.

Bir başka mahalleli ise “Böyle bir kentsel dönüşüm görülmüş mü? Kendi malını sana satıyor adam ya. Böyle bir yasa böyle bir zulüm var mı? Ayıp denen bir şey var. Her gelen 20 senedir kandırıyor tapunuzu vereceğiz diye. Sandalyeye oturan unutuyor, bitiyor bu mu yani. Milleti niye kandırıyor. Mahkeme devam ettiği halde bugün dolu evi niye boşaltıp yıkıyor? Bunu söyleyin bana. Evde hasta çocuğu var eşyasını darmaduman ettiler” diye konuştu.

“BİZ BİR KERE ÖLECEĞİZ AMA SİZ HER GÜN ÖLECEKSİNİZ”

Bir başka vatandaş, “Hırsızlığa girdiler evine Balyozlarla evin kapısını kırıyorlar belki bayanın ziynet eşyaları vardı hiç tutanak tutuldu mu?” derken başka bir yurttaş ise “Benim çocuğuma biber gazı sıkmanın hesabını kim verecek? Siz bu kadarsınız, sizin gücünüz bu kadar çocuğa kadar” diye sordu.

Bir mahalleli “Biz bir kere öleceğiz ama siz her gün öleceksiniz” diye tepki gösterdi. Bir orta yaşlı kadın da “Biz bu belediyeye hiç girmeyecek miyiz, hiç işimiz olmayacak mı? Hep böyle kapıda güvenlik, polis mi olacak? Her zaman biz buraya giriyorduk, şimdi neden giremiyoruz? Ona da kalmayacak burası. Kimse yok diyorsunuz şurada 30 kişisiniz, ben utanırım yalan söylemeye” ifadelerini kullandı.

“ACABA ŞU MEMUR BEYLER BU GECE EVLERİNDE RAHAT UYUYACAK MI?”

Bir kadın ise “Vatandaştan korkan bir başkan olabilir mi, emniyet güçlerini karşımıza çıkarın yaptırımları yapın, halkı düşman edin kenara çekin olacak iş mi ya? Madem yaptırım yapıyorsun gel karşımıza muhatap ol” sözleri ile tepkisini gösterdi. Bir kadın da “Acaba şu memur beyler bu gece evlerinde rahat uyuyacak mı?” dedi.

İlgili Haberler