22 Kasım 2024 Cuma

Özgür Özel, Rize’de Çay Mitingi’nden Seslendi: “Karşımda CHP’lileri Değil ‘Çay İttifakı’nı Görüyorum”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Rize’de ‘çay mitingi’ düzenledi. Çay üreticilerinin sorunlarına dikkat çekmek amacıyla yapılan mitingde Özel, ’17 lira çay fiyatını kabul etmiyoruz’ dedi.

Çay mitinginde konuşan CHP lideri Özel, “Alın terinin karşılığını vermek devletin boynunun borcudur. Çay üreticisi 25 TL beklerken 17 TL’ye mecbur bırakıldı” dedi. Çay üreticisi Gürsel Ceryan, “Geçinemiyoruz. Çay bizim ana gelir kaynağımız değil mi?” tepkisini gösterdi ve “Hakkımızı istiyoruz” çağrısını yaptı.

Rize’de 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’nda çay üreticileriyle birlikte yapılan mitinge CHP Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı.

Mitingin başında çay üreticileri söz alarak sorunlarına değindi.

Çay üreticisi Gürsel Ceryan, “Sorunlarımız çay. Biz ona bize sahip çıksın diye seçtik ama o ne yaptı? Bizim paramızı pul etti. Ben hastayım, benim romatizmam var, yalnız çayımı toplayamıyorum. Bir ton çayın parası yevmiye parasını geçiyor” tepkisini gösterdi.

“Eskiden ne yapıyorduk? Çay parasına her şeyi yapıyorduk” diyen Ceryan, şunları söyledi: “Şimdi altın bile alabiliyor muyuz? Çay parası artık yetmiyor. Geçinemiyoruz. Çay bizim ana gelir kaynağımız değil mi? Bununla geçiniyoruz. Bize artık yetmiyor, yan gelir oldu. Gençlerimiz şehri terk etti, büyük yerlere gittiler. Ben maliyetimi istiyorum, emeğimin karşılığını istiyorum. Hakkımızı istiyoruz.”

Çay üreticilerinin konuşmasının ardından kürsüye CHP Genel Başkanı Özgür Özel çıktı.

Özgür Özel, konuşmasına “Doğu Karadeniz’in yiğit, mert insanları hepinize merhaba, hepiniz hoş geldiniz. Haramdan ve yalandan korkan güzel insanlari hoşgeldiniz” sözleriyle başladı.

İktidara tepki gösteren Özgür Özel, “Çay fiyatını açıklamayan bir Tarım Bakanı, çay fiyatını açıklamayan hükümetin başkanı, Cumhurbaşkanı olur mu? Çayı niye tweet atarak fiyat açıklıyorsunuz? Gelin Rize’linin gözüne bakın. 17 lirayı söyleyin bakalım kasketler nasıl yere çalınıyor. Yazıklar olsun” ifadelerini kullandı.

“Çay üreticsine söz verilen banka promosyon ödemelerine derhal başlamalı” çağrısını yapan Özel, “Alın terinin karşılığını vermek devletin boynunun borcudur. Çay üreticisi 25 TL beklerken 17 TL’ye mecbur bırakıldı” diye konuştu.

Özgür Özel’in konuşmasındaki satır başları şöyle:

“Çayda fiyat açıklandığı günden itibaren Rize’de büyük bir moral bozukluğu, yükselen bir tansiyon var. Biz yerel seçimlrde şunu söylemiştik. Milletin gündeminde olmayan hiçbir konu CHP’nin gündeminde olmayacak. Ama milletin gündeminde ne varsa o bizim gündemimizde olacak. Eğer sonuç alamazsak sokaklar, meydanlar bizimdir. 

Birileri siyasetteki normalleşmeden rahatsızlık duyup eski tartışmalı gündemi geri getirmek istiyor. Ama normalleşme vatandaşın sorununu görmemek değildir aksine normalleşme hem müzakere hem de mücadele etmek gerektiğinde eylem de yapmaktır.

Onunla kavga etmenin ne bana ne kendisine ne Rize’ye faydası var. Ancak ben buradan Erdoğan’a kendi memleketinden AK Partili, MHP’li, İYİ Partili her görüşten hemşehrisinin senini duyurmaya, çay üreticisinin sesini duyurmaya geldim.

“İSRAİL’İN YAPTIĞI KATLİAMLARI, SOYKIRIMI BİR KEZ DE RİZE’DEN LANETLİYORUZ”

Filistin’i tanıyan ülkeleri tek tek arıyoruz, teşekkür yazıları yolluyoruz. Şu ana kadar 50’ye yakın ülke tanıdı. Bütün dünyanın Filistin’i tanımasını bekliyoruz. Zulüm dursun diyoruz. İsrail’in yaptığı katliamları, soykırımı bir kez de Rize’den lanetliyoruz.

“ÇİFTÇİLERİMİZİN SORUNLARINI ÇÖZMEK İÇİN ÖNCE KANUNA UYACAĞIZ”

Son yıllar da tarım ülkesi olma özelliğini kaybetme üzüntüsü yaşıyoruz. Bizim ülkemizde her yıl Trakya kadar ekilir toprak, AK Parti hükümeti boyunca bu topraklar boş kaldı, kaybedildi. Bu sebeple çiftçinin haklarını korurken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Köylü milletin efendisidir” sözünü hiç unutmuyoruz.

Çiftçilerimize neleri önerdiğimizi söylemeliyim çünkü CHP sorunu sadece söyleyen değil çözümlerini anlatan, öneriler sunan bir partidir. Çiftçilerimizin sorunlarını çözmek için önce kanuna uyacağız. 2006’da çıkan kanuna uyulmuyor. Sulamada kullanılan elektrik borçları hemen ürün satılınca ödenebilmeli. Çiftçimizin banka borçları tamamen silinmeli, bir kereye mahsus kredi borçlarının faizi silinmeli, ana para 5 yıla bölünmelidir. Çiftçinin elinde kalan ürünler devlet tarafından mutlaka alınmalı.

Kendi ürünümüzü 1 liraya alıp uluslararası şirketlerin 10 liraya bize sattığı bu düzenden hep birlikte rahatsızız. 2003 yılında çiftçi kayıt sisteminde 2.8 milyon çiftçi kayıtlıyken 20 yıl sonra 2.3 milyon çiftçiye düştü. Ve 20 yılda nüfus 20 milyon artarken maalesef 500 bin çiftçiyi kaybettik. Hal böyle olunca 20 yılda 20 milyon artan nüfus ama 500 bin çiftçi kayıp. 20 milyon ton buğday üretimi varken 2002 yılında, 20 yıl sonra aynı miktarda buğday üretimi. Tarihimizde en fazla et ithalatı bu iktidar döneminde yapıldı. 22 yılda 356 bin ton et ithalatına 1.8 milyar dolar para ayrıldı. Son 1 yılda küçük baş hayvan sayımız 4 milyon azaldı. Ve 2023 yılında küçülen, daralan tek sektör tarım sektörü oldu. Çiftçilerimizin bankalara olan borçları 1 yılda tam yüzde 88 arttı. Çiftçilerimizin artan borcunun toplamı 652 milyar liraya ulaştı. Ülkemizde çiftçilerin yaş ortalaması yükseliyor. Çiftçilerin yaş ortalaması 58. Her 4 genç çiftçiden 3 tanesi en kısa zamanda tarımı bırakmak, başka işlerle uğraşmak istediklerini söylüyorlar. Eğer bir ülkede çiftçilerin yaş ortalaması 58 olduysa, 4 gençten 3’ü yurt dışına gitmeyi hayal ediyorsa, 4 çiftçiden 3 tanesi tarım yapmak istemiyorsa işte o ülke için gerçek beka sorunu budur.

“ÇAY FİYATINI AÇIKLAMAYAN HÜKÜMETİN BAŞKANI, CUMHURBAŞKANI OLUR MU?”

Çaya gelince; CHP’nin bugün Rize meydanında yapmış olduğu bu miting 100 yıllık bir yürüyüşün geldiği noktadır. 100 yıldır buralarda çay tarımı yapılmaktadır. Ancak Türkiye çay tüketiminde 1. sıradayken, çay üretiminde 5. sıradadır. Çayda yerli tüketim yeterince vardır. Sadece çay ithalatını denetleyerek, sınırlandırarak, kaçak çaya engel olarak sizin sıkıntılarınız çözülebilir. Çare buradadır. Sadece çay ithalatını denetleyerek, sınırlandırarak kaçak çaya engel olunarak sizin sıkıntılarınız çözülebilir. Biliyorsunuz çay fiyatı açıklandı. Kim açıklar çay fiyatını? Bakanlar açıklar, başbakan açıklar. Şimdi bakan yok, başbakan yok. Hükümetin başı gelir açıklar. Senelerce tütün fiyatı memleketim Manisa’da Akhisar’da açıklandı. Üretici fiyatı beğenirse kasketi havaya atardı, gazeteler yazardı, fiyat güzel kasket havada. Fiyat beğenilmezse kasketi alırdı yere çalardı. Tütün fiyatı kötü, kasketler yerde… Şimdi hadi bakalım gelin açıklayın. Ortada kimse yok. Çay fiyatını açıklamayan bir Tarım Bakanı, çay fiyatını açıklamayan hükümetin başkanı, Cumhurbaşkanı olur mu? Çayı niye tweet atarak fiyat açıklıyorsunuz? Gelin Rize’linin gözüne bakın. 17 lirayı söyleyin bakalım kasketler nasıl yere çalınıyor. Yazıklar olsun.

Kısaca önemli bir şey daha söyleyelim. Çaykur’da çalışan işçiler var. 11 bin çalışan işçi var. Çaykur işçileri artık 6 ay çalışıp 6 ay boş kalmak istemiyorlar. Çaykur işçilerinin enflasyon altında zam ala ala maaşlar eridi. Çaykur işçisi 20 yıl önce asgarinin dört buçuk ücreti alırken bugün bir buçuk asgari ücret geriledi. Çaykur işçisi asgari ücretin altında çalışıyor. İşçilerin kadro talebi var, kadrolarını verin. Onlar boş oturmak değil, kazanmak ve kazandırmak istiyorlar.

“ÇAY KANUNU MUTLAKA ÇIKARILMALIDIR”

Şimdi geldik çay üreticisinin sorunları nasıl çözülecek demeye. Bunun birincisi, bir Çay Kanunu mutlaka çıkarılmalıdır. Ancak bu kanunun hükümetin bir 1,5 yıl önce getirdiği çay üreticisini perişan eden, tamamen özel sektörün eline teslim eden, uluslararası çay tekellerinin topraklarımızda egemenlik kurmasını sağlayacak bir teklif olmamalıdır. Biz, geçmişte sizin hemşeriniz, İstanbul Milletvekilimiz Mehmet Bekaroğlu ile bu dönem sizin evladınız, bizim abimiz Tahsin Ocaklı ile dört başı mamur bir çay teklifi verdik. Teklife evet dediğinde işçinin de üreticinin de sorunu çözülüyor. Rize’nin yüzü gülüyor. Trabzon’un da Artvin’in de. Nerede çay üreten varsa yüzü gülüyor. Tahsin Bey önerdi ve verdi. Maalesef, AKP ve MHP oyları ile reddedildi. Tahsin Bey öneriyi bir daha verin. Hemşerileriniz için verin. Buradan Sayın Bahçeli’ye, Sayın Erdoğan’a, Rize’nin bütün milletvekillerine, Karadeniz vekillerine sesleniyoruz. Önergeyi vereceğiz. Gözünüzün içine bakacağız. Rize’yi unutmayın. Kaldırın elleri. Çay üreticisi elini uzatıyor. Bu eli havada bırakmayın. Bu eli boşta bırakmayın. Tutun elimizi. Tutun. Önergeyi reddetmeyin. İki kez önerge reddedildi.

KILIÇDAROĞLU’NUN SÖZLERİNİ ANIMSATTI

Her yıl üretim maliyetlerinin üzerine mutlaka hakkaniyetli bir kar oranı konularak, taban fiyat erkenden açıklanmalıdır. Ayrıca organik çay üreticisinin taban fiyatı da açıklanan fiyatın en az iki katı olmalı, erkenden açıklanmalıdır. Efendim önce satılsın, fiyat oluşsun, sonra verelim değil. Organik çay desteklenmeli, fiyatı bir an önce açıklanmalıdır. Milli ürünümüz çaya yönelik özellikle gübre olmak üzere desteklenme oranları artırılmalı. Çay üreticisine söz verilen banka promosyon ödemelerine derhal başlanmalı. Çay bahçelerinde verimliliğin artması için, düşük verimlilikle mücadele yapılmalı. Ürün çeşidi artırılmalı. Yurda kaçak yollarla gelen çaylar engellenmelidir.

Buradan hatırlayalım. Ne diyordu Kemal Bey? Kaçak çayları getireceğim, Rize meydanında yakacağım. CHP’yi iktidara taşıyacağız. Kaçak çayları buraya getireceğiz. Çayları yakmaya Kemal Beyi de davet edeceğiz. Kemal Beyin sözü partimizin sözüdür. Eninde sonunda o işi yapacağız. Hammadde alımında kalite kontrol noktalarında yeterli çay eksperi, ziraat mühendisi bulunmalıdır. İş bilmezlerin eline güzelim çay üreticisinin emeği terk edilmemelidir. Çay kooperatifleri güçlendirilmelidir. Hem mevsimlik işçilere kadro verilmeli, hem çay üreticisinin örgütlenmesinin önüne geçen sendikal hakları mahkeme kararı ile iptal edilmemeli. Üretici sendikasına izin verilmelidir.

“PARASINI ONLAR KAZANIYOR, KARASINI RİZE’NİN ÜSTÜNE SAÇIYOR” 

Bir önemli şikayeti de bugün duydum. Fotoğraflar gösterdiler. Rize’de 160’a yakın özel fabrika var. Bunların pek azının bacasında filtre var. Yani kurum çıkıyor. Ne yapıyorlar, çayın parasını onlar kazanıyor, karasını Rize’nin üstüne saçıyorlar. Buradan hepsine sesleniyorum. Ama öncelikle ilgili bakanlıklara sesleniyorum. Bu fabrikaların bacalarına filtre takılacak. Bunu ilgili bakanlık mutlaka denetlemelidir. Nasıl insanlarsınız? Parayı kazanıyorlar. Saçıyorlar. Rize’yi hasta ediyorlar. Sayın Bakan bu işin peşini bırakmam. O filtreler takılacak. Denetim yapılacak. Rizeliler artık o kötü kurumu solumayacaklar. Sadece çay için değil. Bölgede en önemli sıkıntılardan bir tanesi fındık üreticisinin sorunları. Türkiye yüzde 70’ini üretiyor ama parayı çok uluslular kazanıyor. İhracat gelirimiz 2 milyar dolar civarında. Maliyetler her gün artıyor. Biz fındığın sorunlarını biliyoruz. Fındıkla ilgili sakın çayda yapılanları yapmaya kalkmayın diye uyarıyoruz. Karadeniz’i, batısından, ortasından, doğusuna yalnız bırakmamaya, Karadeniz’le birlikte olmaya söz veriyoruz. Hep burada olacağız. Hep yanınızda olacağız. Bugün Rize’ye geldik. Sizi duyduk. Sesinizi duyurduk. Bundan sonra hep birlikte olacağız.

Bugün burada olan sosyal demokratlara, muhafazakar demokratlara, Rize’nin bütün demokratlarına teşekkür ediyorum. Artık çayın baş tacı olduğu günleri görmek istiyorum. Tabutun içinde yaş çay üreticinin, üreticinin tabutuna çivi çakıldığını görmek istemiyoruz. Artık yüzümüz gülsün, Rize’nin yüzü gülsün istiyoruz. Rize’deki AKP’liler, MHP’liler… Alın terinin partisi olmaz. Alın terinin rengi olmaz. Alnınızın teri kutsaldır. Alın terinin karşılığını vermek devletin boynunun borcudur. Buradan gerçek ve doğru çay fiyatını 31 Mart seçimlerinden önce Pazar’da 25 lira olması gerektiğini söylemiştim. Buradan çağrımı tekrarlıyorum.

ÖZEL:”MÜCADELE EDECEĞİZ VE BİZ KAZANACAĞIZ”

17 liralık fiyatın üzerine 8 lira desteklenme verilmeli. Bu para en geç ağustos ayının sonunda ödenmelidir. Buradan sesimizi duyuralım. Ne kadar istiyoruz? 25 lira çay fiyatı olmalıdır. Açıklanan 17 liranın üstüne 8 lira prim ağustos ayında yatmalıdır. Okullar açılmadan, çocuklar dershaneye yazılmadan, üniversiteye gitmeden, kış gelmeden, bugüne kadar verdiğimiz çayın da bundan sonra vereceğimiz çayın da farkını istiyoruz. Rize’nin güzel insanları bir güçlü alkışı kendinize yapar mısınız? Bundan sonra sizlerle olmaya, derdinizi dile getirmeye, mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Çay Üreticileri Derneğine teşekkür ediyorum. Sendikalara teşekkür ediyorum. Ayrıca kadro peşinde olan Çay-Kur emekçilerine teşekkür ediyorum. Biraz önce beni karşılayan geçmişteki ittifak ortaklarımıza, ilçe başkanlarımıza, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Saadet Partisi’ne teşekkür ediyorum. Hepinizi çok seviyorum. Şuna inanın; Mücadele edeceğiz ve biz kazanacağız.”

 

Kaynak: BİRGÜN

İlgili Haberler